Enflasyonla ‘mücadele’

15.10.2018 14:51
Hükümet tarafından hazırlanan enflasyonla topyekün mücadele programının detayları belli oldu. Enflasyonla mücadele esas olarak merkez bankasının işidir. Sıkı para politikası gerektirir ve sabır ister. Ancak elbette hükümetin Merkez Bankasına vereceği destek bu mücadelenin daha verimli olmasını ve daha hızlı sonuç alınmasını sağlar. Peki hükümet Merkez Bankasına nasıl destek olabilir?

1) Gerek Maliye gerekse para politikaları esas olarak talebi kontrol eden politikalardır. Enflasyon tipik olarak talebin üretim kapasitesinin üzerine çıktığı zamanlarda görüldüğü için böyle durumlarda sıkı para politikasının sıkı maliye politikası ile desteklenmesi enflasyonu kontrol altına alır. 2017 sonrası dönemde para ve maliye politikalarının ekonomiyi farklı yönlere çekmesinin bedelini yükselen enflasyon ile ödedik. Bugün geldiğimiz noktada yakın geçmişteki hataların tekrar edilmeyeceğine dair mesajlar almamız oldukça olumlu. YEP’de altı çizildiği üzere önümüzdeki dönemde sıkı para politikasının sıkı maliye politikası ile desteklenmesi öngörülüyor ki enflasyonla mücadelenin gereği budur.

Kur kaynaklı baskı

2) Türkiye ekonomisinin bugün yaşamış olduğu enflasyon talepten ziyade kur kaynaklı maliyet baskısını içeriyor. Ancak kuru aşağı çekebilmek için de elimizdeki temel araç yine sıkı para politikası. Normal şartlar altında merkez bankası faiz yükseltip ileriye dönük bir hedef belirlediğinde fiyatların bu hedef etrafında çıpalanması gerekir. Para politikasının belkemiği ileriye dönük beklenti yönetimidir. Son dönemde maalesef gerek ulaşılamayan hedefler, gerek kötü iletişim, gerekse siyasi eleştirilerle merkez bankası kredibilitesinin çok yıprandığına şahit olduk. Bu şartlar altında merkez bankası beklentileri çıpalama yetisini kaybettiğinden fiyatlamalar kontrolsüz olarak artabiliyor. İşte bu noktada hafta içerisinde açıklanan program beklentileri tekrar çıpalamak amacı ile Merkez Bankasına destek vermeyi amaçlamış. Peki işe yarar mı?

İş dünyasından fiyatları geçici bir süre için de olsa yüzde 10 aşağı çekmesini istemek sürdürülebilir bir önlem olmayabilir. Bu tür bir adımın etkili olabilmesi için fiyatlama davranışında yüzde 10 üzerinde bir beklenti etkisi ve buna ilave maliyet etkisi olduğunu varsaymak gerek. Böylesine büyük bir beklenti etkisi olduğunu tahayyül etmek güç. Bu durumda şirketin üretim maliyetleri düşmediği sürece (ki son dönemde üretim maliyetlerindeki ve dolayısı ile fiyatlardaki artışın kur kaynaklı olduğunu unutmayalım) fiyatları düşürmek kar marjının azalması anlamına gelir.

Enflasyonu düşürebilmek için altta yatan sebebi ortadan kaldırmak gerekiyor. Yani kurun mevcut seviyelerden aşağı çekilmesi lazım. Bu ise sıkı para ve maliye politikaları ve siyasi risklerin azalması ile mümkün.