İşten çıkınca çalışmanız yasaklanabilir
17.03.2017 07:14Son güncelleme : 20.03.2017 07:00
Milliyet Gazetesi Cem Küçük yazdı: Çoğu işveren belirli bir konuma ulaşmış işçilerin, işten ayrıldıktan sonra kendileriyle rekabet edebileceğini ve kendilerini zarara uğratabileceğini öngörüyor, çalışanına rekabet yasağı sözleşmesi imzalatmak istiyor.
Artık günümüzde birçok işçi bilgi düzeyi ve kendi
oluşturduğu müşteri çevresi nedeniyle işverenle rekabet edebilir, günü
geldiğinde kendi işvereninin karşısına güçlü bir rakip olarak çıkabilir
durumda. Bu nedenle giderek çoğu işveren belirli bir konuma ulaşmış işçilerin,
işten ayrıldıktan sonra kendileriyle rekabet edebileceğini ve kendilerini
zarara uğratabileceğini öngörüyor, çalışanına rekabet yasağı sözleşmesi
imzalatmak istiyorlar. Rekabet yasağı sözleşmesi bir yönüyle işverenin yaptığı
işin geleceğini korurken, diğer yönüyle çalışanın iş bulmasını aşırı
güçleştiriyor.
YAZILI YAPILMASI ŞART
Bu yasak işçinin işverenle rekabet etmeyeceğine dair bir
hükmün iş sözleşmesine konulması veya bu konuda ayrı bir sözleşme yapılması yoluyla
kararlaştırabiliyor. Sözlü olarak yapılan rekabet etmeme vaatleri bağlayıcılık
taşımıyor. Borçlar Kanunu’nun 444. maddesi gereğince rekabet yasağına ilişkin
sözleşmede açık bir hüküm olmalı ya da taraflar ayrı bir rekabet yasağı
sözleşmesi imzalamalılar. Rekabet yasağı, işverenin tek taraflı olarak
hazırladığı iç yönetmeliklere, personel yönetmeliklerine veya benzeri belgelere
atıfta bulunmak suretiyle düzenlenemiyor.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi için
işçinin, işverenin müşteri çevresi veya üretim sırları veya işverenin yaptığı
işler hakkında bilgi edinme imkânı bulunmalıdır. Bu tür bir konuma ulaşmamış
işçi ile rekabet yasağı sözleşmesi yapılsa da kendisi için geçerlilik
taşımayacaktır. Kanun bu yolla normal işler yürüten, işyeri veya işle ilgili
birtakım bilgilere ulaşsa da işverene rakip olamayacak kişilerin, rekabet
yasağı sözleşmeleri ile çalışmalarının engellenmemesini amaçlamıştır. Her
çalışanın imzaladığı rekabet yasağı sözleşmesine geçerlilik tanınması,
çalışanların asla işten ayrılamamaları sonucunu doğururdu. Bu tehlikeyi gören
kanun koyucu ancak gerçek anlamda bir rekabet riski varsa o zaman sözleşmeye
geçerlilik tanıyor.
Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini sınırsız ve
hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürmemeli, bu nedenle süre yer ve konu
bakımından sınırlandırılmış olmalıdır. Rekabet yasağının süresi iki yılı
aşamaz. Çalışanın iki yıl boyunca dahi önceki işini yapamaması ciddi sıkıntı
yaratabilecek bir durumdur. Her hâlükârda yasak, işverenin fiilen yürüttüğü
faaliyet alanının sınırlarını aşamamalıdır. Çok geniş alanlara yayılan,
çalışanın Türkiye’nin neredeyse büyük çoğunluğunda çalışmasını engelleyen
yasaklar geçerli kabul edilmemektedir.
BİR SINIRI OLMALI
Özellikle tüm Türkiye olarak getirilen rekabet yasakları
baştan mahkeme tarafından reddedilmektedir. İşçinin görevinin niteliğine bağlı
olarak, yer itibarıyla getirilen sınırlama bakımından birden fazla coğrafi
bölgeyi öngören rekabet yasaları da geçersiz kabul edilmektedir.
Rekabet yasağı ayrıca işverenin tüm faaliyet alanını
kapsamamalı ve işçinin somut göreviyle sınırlanmalıdır. Örneğin, bir mesleğin
kapsamına giren bütün işlerin yasak kapsamına alınması mümkün değildir.
YASAĞA KARŞILIK PARA
ÖDENEBİLİR
Rekabet yasağının karşılığında çalışana bir menfaat
sağlanması zorunlu değildir. Fakat bu menfaatin sağlanması, yapılan sözleşmenin
geçerli kabul edilmesi için önemli bir gösterge olarak kabul edilecektir.
Özellikle uluslararası büyük şirketlerde belirli konumda çalışmaktayken işten
ayrılanlara bu tür sözleşmeler imzalatılmaktadır. Kişinin rakip şirkette
çalışmaya devam etmesinin işverene aşırı zarar vereceği düşünülerek, yasak
boyunca doğabilecek ücretleri peşin olarak ödenebilmekte, karşılığında rekabet
etmemeleri şart koşulabilmektedir.
İHLAL EDEN CEZAİ
BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA KALABİLİR
Rekabet yasağının ihlaline bağlı olarak cezai şart
kararlaştırılması mümkündür. Bu şekilde işveren, eski çalışanı rekabet eden bir
davranışa girdiğinde para talep edebilecektir. Böylece herhangi bir zararı doğmasa
da çalışandan kararlaştırılan cezai şart tutarı talep edilebilir. İşverenlerin
asıl amacı parayı elde etmekten çok bu yolla eski çalışanı caydırmak oluyor.
Fakat çalışanların da bu tutarı ödeyerek rekabet yasağından kurutulma
ihtimalleri bulunuyor. Hâkim, aşırı bulduğu cezai şart miktarını indirebiliyor.