TÜİK: Ürettiğimiz istatistiklere güveniyoruz
25.04.2018 11:29Son güncelleme : 25.04.2018 17:01
Türkiye İstatistik Kurumu İstanbul Bölge Müdürü İsmail Gökalp, istatistik üretim sürecinde kullandıkları tekniklerin çok üst düzeye eriştiğini belirterek, "Anketörlerimiz bir haneyi 1 değil, 3-5 kez ziyaret ederek kişinin kendisinden birebir bilgiyi alıyor. Bugün AB`de temsilci oranları yüzde 15 gibi gözüküyor ama biz temsilcilerde yüzde 10`lara, yüzde 5`lere düştük. Bu kalitemizin bir göstergesi. Biz ürettiğimiz istatistiklere güveniyoruz." dedi.
AA
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İstanbul Bölge Müdürü İsmail Gökalp, Türkiye'nin istatistik altyapısından sorumlu olan TÜİK'in, başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği (AB) istatistik ofisleri olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlarca belirlenen tanım, kapsam ve standartları kullandığını söyledi.
TÜİK olarak yaptıkları işin önemine dikkati çeken Gökalp, istatistiğin, geçmişi anlamanın, bugünü yönetmenin ve geleceği planlamanın anahtarı olduğunu ifade etti.
Gökalp, son zamanlarda kayıt sisteminin gelişmesiyle ekonomik araştırmalar kapsamındaki çalışmaların büyük bir kısmını, idari kayıtlardan elde ettiklerini aktararak, artık modern bir istatistik üretim süreci yönettiklerini kaydetti.
Yapılan çalışmalar sayesinde istatistiklerin daha kaliteli ve nitelikli üretildiğine işaret eden Gökalp, "İdari kayıt sürecinde çoğu AB ülkesine göre daha iyi bir sürece geldik. İdari kayıtla beraber daha kapsayıcı ve genel bilgileri almış oluyoruz." diye konuştu.
Gökalp, verilerin tek elden derlenmesine ilişkin çalışmalara yönelik soru karşısında, "Türkiye'de her bir kurumun kendine münhasır bir yapısı var. Her kurum belli standartlarda bu veriyi üretmek zorunda. Burada da aynı standartlar kullanılmak zorunda. Tarımla ilgili Tarım Bakanlığı, eğitimle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı veri üretir. Ancak bu şekilde nitelikli veri üretiliyor. Resmi istatistik programımızda hangi veriyi kimin üreteceği tanımlanmış durumda." ifadelerini kullandı.
"ANKET ÖRNEKLEMİNİ KAFAMIZA GÖRE SEÇMİYORUZ"
Gökalp, verilerin toplanması ve kişisel bilgilerin edinilmesi noktasında karşılaştıkları sorunlara yönelik soruyu, şöyle yanıtladı:
"Verinin derlenmesiyle ilgili örneklemi belirlerken, Ulusal Adres Veri Tabanından faydalanarak bir hane ya da iş yeri belirliyoruz. Bunu da biz kendi kafamıza göre seçmiyoruz. Tamamen olasılıklı örnekleme yöntemine göre seçiliyor. Gelen kişi hangi konumda ve durumda olursa olsun, örnekleme kim çıktıysa kanun kapsamında cevap verme yükümlülüğü var. Tabii ki bu insanların bakış açısı. Bazen cevap vermek için ikna oluyorlar, bazen de olmuyorlar. Hanelerimiz bilgi verirse, verileri derliyoruz ama her şeye rağmen kişi bilgi vermeyi reddediyorsa kanun kapsamında idari
para cezası uygulanıyor. Kişinin herhangi bir işi yapıyor olması ona bir ayrıcalık tanımıyor. Yasalar önünde hepimiz eşitiz."
Memleket için yapılan bir işi herkesin desteklemesi gerektiğini vurgulayan Gökalp, "Bizim beklentimiz, personelimize kolaylık gösterilmesi. Personelimiz alana gittiğinde mutlaka görev onay belgesi ve bir de kimlik belgesi vardır. Hanelerimiz gelen kişileri ayırt etmesi için bu sorgulamaları yapmalı. Bunları kontrol etmesinin ardından
bizim sorularımıza doğru ve güvenilir cevaplar vermeli. Vatandaşımızdan beklentimiz bu anlamda kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi." dedi.
"SANAYİ ÜRETİMİ VE MİLLİ GELİR ARASINDAKİ PARALELLİK ÇOK NET BİR HALE GELDİ"
İsmail Gökalp, sanayi üretimi endeksinde hesaplama yönteminin değişmesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak, şunları kaydetti:
"Daha önce sanayi üretimini sabit yıl ve miktar endeksiyle açıklıyorduk. Burada ekonomide ağırlığı olan firmaları kapsama alarak her ay yapılan ankete göre miktar artışını hesaplıyorduk. Şimdi ise idari kayıtlara geçiş yaptık. İdari kayıtlarla beraber ciro hesaplaması da yapmış oluyoruz. Böylece daha net ve nitelikli veri üretiliyor. Bu, kesinlikle sadece bizim değil, AB istatistik kurumlarının da geçtiği bir yöntem. Bu yönteme geçişle kayıt dışılığı azaltmış ve veri kayıplarını gidermiş olduk. Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan kayıtları aldığımız anda, bir firmanın yaptığı üretim otomatik olarak bizim verilerimize yansıyor."
Bir ürünün üretim miktarının değil, niteliğinin daha önemli olduğunu vurgulayan Gökalp, bu kapsamda özellikle teknolojik ürünlerde miktarla birlikte cironun baz alınması gerektiğini, yeni yöntemle bunu sağladıklarını söyledi.
Gökalp, yeni yönteme geçmelerinin ardından sanayi üretimi endeksi ile milli gelir verileri arasındaki paralelliğin çok net bir hale geldiğine dikkati çekti.
Başka verilerde bu tarz değişikliğin görülüp görülmeyeceğine ilişkin de Gökalp, "Tabii, bizim AB ile
uyum çalışmalarımız devam ediyor. Bir yerde metodolojik bir değişiklik olduğunda, uyum çalışmaları kapsamında TÜİK olarak bu entegrasyonu üst düzeyde sağlarız. Zamanın ve teknolojinin gerektirdiği metotları kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Gökalp, TÜİK'in üretim süreci takviminden bahsederek, AB ülkelerinde bulunmayan bu takvimin daha nitelikli ve kaliteli istatistik üretmelerini sağladığını, üretilen istatistiklerin takvimle disipline edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
"VERİ SİSTEMİMİZ İLERİ DÜZEYDE, TÜM HATALARI AYRIŞTIRIYOR"
İsmail Gökalp, istatistiklerdeki hata payları ve bunun giderilmesi için neler yapıldığına yönelik bilgi verdi.
TÜİK olarak, veri girişleri ve analizlerinin yapıldığı özel sistemlerinde analiz perspektif metodunu kullandıklarını aktaran Gökalp, "Burada ileri düzeyde bir duruma eriştik. Veri elimize geldiğinde, sistem nerede bir hata varsa, onu ayrıştırıyor ve personelimiz ilgili birime dönerek hataları düzeltiyor. Düzeltilen veriler sisteme işleniyor. Bu bizim için büyük bir avantaj." dedi.
Gökalp, verinin işlenmesi sürecinde birden çok kontrol mekanizması ve inceleme aşamalarının olduğunu vurgulayarak, çapraz sorgulama ve kalite denetim merkezi gibi uygulamalarının da bulunduğunu, bu sayede detaylı bir şekilde verileri ele aldıklarını anlattı.
Bu zamana kadar TÜİK'in kamuyouna 2 hatasının yansıdığını anımsatan Gökalp, şunları söyledi:
"Yapılan hatayla ilgili, kurum başkanlığımız tarafından kamuoyuna duyuru yapılıyor ve veri daha sonra revize ediliyor. Dünyada hata oranları nasıldır bilmiyorum ama bizim istatistik üretim sürecinde kullandığımız tekniklerin daha üst düzey bir hale geldiğini söyleyebilirim. Anketörlerimiz bir haneyi 1 değil, 3-5 kez ziyaret ederek kişinin kendisinden birebir bilgiyi alıyor. Bugün AB'de proxy (temsilci) oranları yüzde 15 gibi gözüküyor ama biz proxy oranlarında yüzde 10'lara, yüzde 5'lere düştük. Bu kalitemizin bir göstergesi. Biz ürettiğimiz istatistiklere güveniyoruz."
"GEREKEN YERDE GEREKLİ REVİZYONLARI YAPIYORUZ"
İsmail Gökalp, bir verinin uluslararası standartlarda karşılaştırılabilmesi için metottaki değişiklik neyse aynısını uygulamak ve revizyon yapmak durumunda olduklarını söyledi.
Kendine münhasır üretilen istatistiğin, bir başka ülke verisi ile karşılaştırılamayacağını vurgulayan Gökalp, şöyle devam etti:
"Bizim en önemli temel değerlerimiz arasında çalışmalarımızın bilimsel olması, mesleki bağımsızlık ve istatistiklerin ulusal ve uluslararası standartlarda karşılaştırılabilir olması var. Uluslararası standartlara uyum sağlamamız lazım. Çok net söyleyebilirim ki bizim sınıflamalarda kullandığımız standartlar AB'nin üzerinde. İstatistiklerin karşılaştırılabilmesi için, metodolojinin aynı olması önemlidir. Aynı tanım, aynı kapsam, aynı yöntem kullanılmak durumunda. TÜİK, AB'de bir metodolojik değişiklik olduğunda ona uymak durumunda. Biz kalite denetim raporlarımızı bile düzenli olarak AB'ye gönderiyoruz. TÜİK'in ürettiği istatistikleri kamuoyunda güvenilir hale getiren uluslararası standartları benimsemesi ve gerektiğinde revizyonları yapmasıdır. Gereken yerde anında gerekli revizyonları yapıyoruz."
Gökalp, TÜİK olarak yürüttükleri "Kaliteli ve Güvenilir İstatistik İçin Muhtarlarla El Ele" projesinden de bahsederek, yapılan çalışmalar hakkında muhtarların bilgilendirildiğini, böylece alana çıkan çalışanların muhtarlardan yardım alarak işlerini kolaylaştırdığını söyledi.
"TÜİK Kapılarını Öğrencilere Açıyor" projesi kapsamında da öğrencilerin kurumu ziyaret ederek TÜİK çalışmaları hakkında bilgi sahibi olduklarına değinerek, ayrıca geçen yıllarda çeşitli okullara bilgisayar ve mobilya hibesi yaparak eğitime destek verdiklerini, okullarda TÜİK tanıtımı yaptıklarını kaydetti.