`Türkiye global yatırımcılar için cazip`
06.04.2015 09:43Son güncelleme : 06.04.2015 10:49
HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel "Türkiye global yatırımcılar için cazip bir piyasa" dedi.
HSBC Türkiye ekonomist ve yöneticileri “HSBC Premier Ekonomi Sohbetleri” kapsamında Türkiye’de ve global piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkinbir seminer verdi. HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık AkselTürkiye’nin hisse senedi ve tahvil piyasalarının cazibesini koruduğunu belirtirken,HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih KeresteciTürkiye'nin uzun vadede, birçok ayrıştırıcı etmenin yardımıyla dünya ekonomi klasmanında kayda değer bir yer edineceğini söyledi.
HSBC Türkiye Baş Ekonomisti Melis Metinerise “Türkiye'nin uzun vadede sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için yapısal reformlarla verimliliğini arttırması, üretime ve katma değer yaratmaya yönelik bir büyüme modeli oluşturması gerekiyor” dedi.
Premier müşterilerine birikim yönetimindeki uzmanlığıyla hizmet sunan HSBC Türkiye, bu kapsamda hayata geçirdiği ‘HSBC Premier Ekonomi Sohbetleri’ etkinliğinebu defa İstanbul’da evsahipliği yaptı. HSBC Premier müşterileri için düzenlenen seminerde, HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel,HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih Keresteci ve HSBC Türkiye Baş Ekonomisti Melis Metiner ekonominin gündemi ve yatırım enstrümanlarının performansıyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel konuşmasında, Türkiye’nin de içinde bulunduğu, emtia ithalatçısı olan ve “Kırılgan 5’li” olarak adlandırılan ülkelerin konjonktürden olumlu etkilendiğini söyledi. Dünyada döngüsel farklılaşmaların yaşandığı bu süreçte Türkiye hisse senedi ve tahvil piyasalarının cazibesini koruduğuna dikkat çeken Aksel, “ABD tarım dışı istihdam verisinin detayları, piyasadaki FED faiz artış beklentilerinin Eylül’den Haziran ayına gelebileceğine işaret ediyor. Olumlu makro görünüm, bu riskler ve seçim dönemine girilmesi kısa vadede piyasaların dalgalı olabileceğinin sinyalini veriyor” değerlendirmesini yaptı.
“Biz 2015 temasını döngüsel farklılaşmalar olarak belirledik” diyen Namık Aksel, şunları söyledi:
“Bunu iyi analiz edebilen yatırımcılar, ülkeler bazında doğru zamanda doğru varlıklara yatırım yaparak fayda sağlayabilirler. Düşük faiz, düşük enflasyon ve düşük enerji fiyatları, Türkiye’ye bugüne kadar hiç olmadığı kadar makro dengeleme fırsatı sunuyor. Türkiye bu yıl, global yatırımcılar
açısından, seçim ve jeopolitik riskler dikkate alınarak, para konulması gereken bir piyasa.”
'YAPISAL REFORMLARA AĞIRLIK VERİLMELİ'
Fatih Keresteci ise 2008 Lehman krizinin, mevcut küresel ekonomik düzenin sürdürülemez olduğunun ilk sinyali olduğunu ifade ederek, bu sinyalin doğru okunamadığını ve palyatif önlemlerle çözüm arayışına yönelindiğini ve insanlık tarihinin en büyük parasal genişlemesine gidildiğini söyledi. Keresteci konuşmasına şöyle devam etti:
“Aradan geçen yaklaşık 6 yıllık süre zarfında, rezerv paranın sahibi olan ABD dışında, ekonomik anlamda herhangi bir toparlanma göremediğimiz gibi dünya büyümesi her geçen ay biraz daha ivme yitiriyor. Bu tablonun sürdürülebilirliğine ilişkin derin şüpheler var. Hele ki, ekonomik sorunlarını hafifleten ABD'nin faizlerde artırıma gitmeye hazırlandığı bir dönemde. Türkiye bu ortamda ekonomik anlamda kayda değer bir aşama kaydetti. Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'nin ekonomik görünümünü biraz daha parlattı. Ancak, inşaat odaklı büyüme modeli sonucunda orta-uzun vadeli üretim kapasitesinin zayıflaması olumsuz bir sinyal. Türkiye'nin yapısal reformlara yeniden ağırlık vermemesi durumunda orta vadeli bir darboğazdan kaçması imkansız gibi görünüyor. Bununla birlikte, Türkiye'nin uzun vadede, başta demografik özellikler olmak üzere birçok ayrıştırıcının yardımıyla dünya ekonomi klasmanında kayda değer bir yer edineceği de göz ardı edilmemelidir.”
'ÖNEMLİ OLAN SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME'
HSBC Türkiye Baş Ekonomisti Melis Metiner deTürkiye'nin aslında bir büyüme problemi olmadığını belirterek şunları söyledi: “Para ve maliye politikalarının gevşek bırakıldığı bir senaryoda, genç ve büyüyen nüfusu ve tüketime dayalı modeli ile Türkiye hızla büyüyebilir. Ama önemli olan sürdürülebilir bir büyüme modeli. Bu da hızlı büyümenin yüksek enflasyon ve büyük cari açık yaratmadığı, daha az volatil büyüme anlamına geliyor.
Türkiye'nin uzun vadede sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için yapısal reformlarla verimliliğini arttırması, üretime ve katma değer yaratmaya yönelik bir büyüme modeli oluşturması gerekiyor. Eğitim reformu ve emek piyasalarında reform öncelik verilmesi gereken iki alan.”
Daha önce Bursa, Isparta, Antalya, Ankara ve Eskişehir’de düzenlenen ve yıl boyunca farklı illerde devam edecek olan seminerler ile HSBC Premier müşterilerinin, birikim yönetimi konusunda farkındalıklarını artırarak bireysel ekonomilerinin desteklenmesi hedefleniyor.Katılımcılara Türkiye’de ve küresel piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmeler de aktarılıyor.