Euro Bölgesi'nde son zamanlarda ekonomik toparlanmaya ilişkin sinyaller alınmasına karşın, Yunanistan kaynaklı siyasi ve ekonomik gerginlikler bölgedeki belirsizliğin sürmesine neden oluyor.
Euro Bölgesi'ne ilişkin yayımlanan son ekonomik göstergeler, düşük petrol fiyatlarının olumlu etkisi ve düşük avro kuruyla birlikte Euro Bölgesi'nde yenilenen bir toparlanmanın sinyallerini verdi. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 9 Mart'ta başlattığı devlet tahvili satın alımını da kapsayan aylık 60 milyar avroluk tahvil alım programı da (parasal genişleme) bölge ekonomisinin canlanmasına katkı sağladı.
Ancak devam eden Yunanistan krizi ve krizin tırmanmasına bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel etkiler sebebiyle bölgedeki atmosfer olumsuz etkileniyor.
Ayrıca, Yunanistan krizinin yanı sıra bölgede devam eden deflasyon tehdidi ve çevre ülkelerin kalıcı borç sorunlarının çözüme kavuşmaması da bölge ekonomisinde beliren riskler olarak öne çıkıyor.
Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Berenberg Kıdemli Ekonomisti Christian Schulz, Euro Bölgesi ekonomisinin toparlandığına ilişkin olumlu birçok işaretin mevcut olduğunu söyledi.
Düşük petrol fiyatlarının, zayıf avro kuru ve ECB'nin agresif parasal genişlemesinin tüketimi, ihracatı ve yatırımı artırdığını belirten Schulz, "İşgücü piyasalarında bazı reformlar yapan Almanya ve İspanya gibi ülkeler başı çekiyor. İlk ciddi işgücü reformlarını aralık ayında yapan İtalya bunları yakalıyor. Reform konusunda tembel olan Fransa bile olumlu havanın etkisine takıldı" diye konuştu.
Yunanistan'ın bölge ekonomisi için sorun olmaya devam ettiğine dikkati çeken Schulz, "Yunanistan bir trajedi. Avrupa'nın yakın tarihinde bu kadar kısa sürede Yunanistan kadar ekonomik ve siyasi hasara neden olan başka bir ülke nadiren olmuştur. Yunanistan olgunlaşmış bir toparlanma yerine ekonomik durgunluğa (resesyon) doğru yöneliyor" ifadelerini kullandı.
Yunan hükumetinin ülkeyi Avro Bölgesi'nde tutmak için gerekli anlaşmaları yapacağı beklentisini taşıdığını aktaran Schulz, şunları kaydetti:
"Ancak Yunanistan ekonomisi çok fazla zarar gördü zaten. Yunanistan'ın avrodan ayrılmasının (Grexit) diğer ülke ekonomileri için kalıcı bir etki yapacağını sanmıyorum, çünkü ECB ve Avrupa İstikrar Mekanizmasının kurtarma fonu (ESM) zayıf bölge ekonomilerini koruyacaktır. Belki de, Yunanistan'ın tek para birliğinden ayrılması sorumsuzca verilen popülist vaatlerin Avrupalı mükellefler tarafından finanse edilmeyeceğinin görülmesiyle Avro Bölgesi'nin geri kalan ülkelerini güçlendirecek."
Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu Ekonomi Profesörü Grigory Vilkov ise Avrupa'da parasal genişlemenin başlamasının ilk ayının geride kaldığını ve hedef harcamaların karşılandığını ifade etti.
Ancak ekonominin ek likiditeye ne kadar hızlı tepki vereceğinin henüz belli olmadığını dile getiren Vilkov, "İstatistikler dünyada kısmen olumlu gelişmeler olduğunu gösteriyor hatta Yunanistan'da bile bazı ekonomik canlanma görünüyor. Ancak, şu an için Avrupa'da ekonomik anlamda her şeyin yolunda gittiğini söylemek için erken, henüz bir trend yakalanmadı ve bazı olumlu şokları gözlemlememiz gerekebilir" değerlendirmesini yaptı.
Yunanistan'ın, Euro Bölgesi için problemlerden biri olduğuna dikkati çeken Vilkov, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ancak bunun sebebi Yunanistan'ın sahip olduğu borç değil, daha çok, borç probleminin çözümüne ilişkin siyasi belirsizlik... Yunan hükumeti IMF'e olan borcunu yeni ödedi, ancak yakın zamanda ödemesi gereken daha birçok borç var. Yaz aylarında da ECB'ye ödemesi var. Uzun bir yıl var önümüzde ve risklerin şekillenmesi ekonomiden çok siyasete bağlı durumda. Sonuç olarak, evet Yunanistan Euro Bölgesi'nin toparlanma beklentileri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip ve bu problemin politik düzeyde çözülmesi gerekiyor."
YUNANİSTAN İÇİN GÖZLER 24 NİSAN'DA
Öte yandan, Yunanistan, şubatta Avro Bölgesi ile anlaşarak yardım paketini 4 ay daha uzatılmasını sağlamak için reform listesi hazırlayarak bölge ülkelerine sunmuştu. Euro Bölgesi de Atina'nın sunduğu reform paketini onaylamış, 28 Şubat'ta sonlanacak olan yardım paketinin süresinin 4 ay daha uzatılmasına karar vermişti.
Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis, ülkesinin kreditörlerle 24 Nisan'da yapılacak olan Avro Bölgesi maliye bakanları toplantısında kreditörleriyle ön anlaşmaya ulaşmak istediğini söylemişti.
Ayrıca, Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'sının yaklaşık yüzde 175'ine denk gelen 315 milyar avro borcu bulunan Yunanistan'ın, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) olan 450 milyon avroluk ödemesini zamanında yapmasına rağmen ülkenin gelecek dönemde yardım almaması halinde kamu çalışanlarının ve emeklilerinin maaşlarını ödeyemeyebileceği belirtiliyor.
