Avrupa'da faaliyet gösteren İşbank AG'nin Genel Müdürü Nevzat Burak Seyrek, Türk bankacılık sektörünün teknolojik altyapısının Almanya ile kıyaslanamayacağını belirterek, "Türkiye, bankacılık sektöründe teknolojik altyapı olarak Almanya'dan en az 5-10 yıl daha ileride" dedi.
Seyrek, AA muhabirinin Almanya'daki Türk bankacılık sektörü ve sektörün ana faaliyet alanlarına ilişkin sorularını yanıtladı. Almanya'da kuruluşlarının 1932 yılında Hamburg'da açılan şubeye dayandığını ifade eden Seyrek, ayrıca İşbank AG'nin yabancı ülkelerde şube açan ilk Türk bankası olduğunu söyledi.
İşbank AG'nin banka olarak Almanya'da 1992 yılında Türkiye İş Bankası AŞ'nin yüzde 100 iştiraki olarak kurulduğunu anlatan Seyrek, "İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Hamburg'daki şubeyi kapatmak zorunda kaldık. Daha sonra vatandaşlarla birlikte 1965 yılında tekrar geldik, bu defa direkt Frankfurt'a geldik. Temsilciliği açarak şubeye dönüştürdük. Akabinde Berlin, Münih temsilcilikleri şubeye dönüşerek açıldı. 1992 yılında ise artık bir banka olarak faaliyet sürdürelim dedik" diye konuştu.
Seyrek, bankanın yaklaşık olarak yıllık 1 milyar avro bilanço büyüklüğüne sahip olduğunu ve yaklaşık 1,5 milyar avroluk da dış ticaret hacmine aracılık ettiğini dile getirdi.
Bankanın temel fonksiyon olarak 3 ana faaliyet koluna sahip olduğunu aktaran Seyrek, "Bunların yüzde 20'si buradaki vatandaşlarımıza verilecek hizmet, yüzde 20'si buradaki Türk firmalarına verilecek hizmet ve yüzde 60'ı da Türk ve Alman şirketlerinin karşılıklı dış ticaret finansmanı ve ya karşılıklı yatırımların finansmanına verilecek hizmet" dedi.
Klasik bir Alman bankasının sağladığı her türlü bireysel ve internet bankacılık hizmetini sağladıklarını dile getiren Seyrek, Almanya'da yaşayan Türkler'in Türkiye'ye havale işlemlerinin yıllar itibariyle azaldığına dikkati çekti.
Havale işlem hacmindeki azalmanın Almanya'daki 2. ve 3. jenerasyon ile Türkiye arasındaki bağların gerilemesine işaret ettiğini dile getiren Seyrek, "Bundan 15 yıl önce bizim yaptığımız havale hacmi 1,5-2 milyar avro seviyelerindeydi. Şimdi bu 500 milyon avro seviyesine düşmüş durumda. Bu jenerasyon değişikliğini gösteren en önemli göstergelerden bir tanesi" şeklinde konuştu.
"TÜRK İŞLETMELERİ YILLIK YAKLAŞIK 30 MİLYAR AVRO CİRO OLUŞTURUYOR"
Almanya'da yaşayan Türkler'in 2. ve 3. jenerasyonla birlikte yatırım ihtiyaçlarının da değiştiğini vurgulayan Seyrek, Türk vatandaşlarının artık Almanya'da ev almaya ve yatırım yapmaya başladığını kaydetti.
Seyrek, Almanya'daki Türk işletmelerinin finansman ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik de hizmet sağladıklarını bildirdi. Türk işletmelerinin Alman ekonomisine büyük katkı sağladığının altını çizen Seyrek, şöyle devam etti:
"Türkler, buraya işçi olarak geldiler ama biz gittiğimiz hiçbir yerde işçi kalmamışızdır. Birinci nesil tamamen işçiydi, ikinci nesil yavaş yavaş ufak işleri yapmaya başladı. Şu anda 90 bine yakın Türk işletmesi var. Bunlar yıllık yaklaşık 30 milyar avro ciro oluşturuyorlar. Alman ekonomisi için son derece değerli veriler bence bunlar ve 450 bine yakın kişiyi istihdam ediyorlar.
Klasik olarak hizmet ve gıda sektöründe Türkler'in yoğunlaştığını görüyoruz. Bu işletmelerin çoğunluğu küçük ölçekli aile işletmeleri. Ancak bunun yanında sayıları azımsanmayacak ölçüde birkaç binleri bulan, artık milyon avroların üzerinde ciro yapan, kurumsallaşma yönünde ciddi adımlar atmış Türk firmaları da var.
"HER SENE 500 CİVARINDA ALMAN FİRMASI TÜRKİYE'YE GİDİYOR"
Türkiye ile Almanya arasındaki karşılıklı yatırımları ve dış ticareti finanse ettiklerini bildiren Seyrek, bu kapsamda geçen yıl 820 milyon avroluk işlem hacmine ulaştıklarını kaydetti.
Türkiye'deki Alman firmalarının sayısının 6 bine ulaştığı bilgisini paylaşan Seyrek, "Eskiden sadece büyük markalar giderken artık orta ölçekli Alman firmaları da Türkiye'ye gidiyorlar. Her sene 500 civarında Alman firması gidiyor. Buna mukabil, sadece burada kurulan Türk firmaları değil, her geçen yıl artan sayıda Türk firmaları da Avrupa'ya gelmeye başladı" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DEKİ BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN TEKNOLOJİK ALTYAPISI BURASIYLA KIYAS KABUL ETMEZ"
Nevzat Burak Seyrek, banka olarak teknolojik altyapıya büyük önem verdiklerini dile getirdi. Bilgi işlem alanında yaklaşık 30 milyon avroluk yatırım yaptıklarını belirten Seyrek, "Türkiye'deki bankacılığın teknolojik altyapısını buraya uygulamak istiyoruz. Türkiye'deki bankacılık sektörünün teknolojik altyapısı burasıyla kıyas kabul etmez. Biz burada teknoloji olarak Almanların hep iyi yanlarını almışız ama bankacılıkta teknoloji olarak onlara uyum sağlamışız. Oldukça geri bir sistem kullanıyorduk. Bundan ötürü bu sistemi değiştirmek adına bayağı kapsamlı bir yatırım yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Genç jenerasyonun artık internet bankacılığını kullandığını ve kullanım oranının gittikçe arttığını anlatan Seyrek, "Genç jenerasyona baktığımızda artık banka şubesine giderek bankacılık yapma devri çok büyük oranda kapanmış durumda. Bu Türkiye'de de böyle. Türkiye'de bankamatik ve internetten işlerin yüzde 80'i yapılır noktaya geldi. Bu Almanya'da hala yüzde 45'lerde, daha geriden geliyor" dedi.
Türkiye'nin bankacılık sektöründe teknolojik altyapı olarak Almanya'dan en az 5-10 yıl daha ileride olduğuna dikkati çeken Seyrek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Almanya'da bankacılık konusunda teknolojik altyapıya şu anlamda fazla ihtiyaç duyulmamış olabilir. Klasik süreçleri var Almanya'nın. Bizim toplum daha genç olduğu için dinamizme ve yeniliğe daha açık. Sosyal medya kullanımında ön sıralardayız. Nüfusumuz 78 milyon ancak 65 milyon telefon abonesi var. Neredeyse 5 yaşındaki çocukların cebine bile telefon girmiş.
Türkiye Almanya'dan ekonomisi daha küçük bir ülke ve nüfusu biraz daha az olmasına rağmen, buradaki kredi kartı sayısı Türkiye'dekinin yarısı kadar. Evet teknolojik olarak ilerideyiz, özsermaye yapısı olarak falan Türk bankaları özellikle 2001 krizinden sonra aldığımız derslerle BDDK yapılanmasıyla çok düzeldi. Hakikatten sağlıklı ve istikrarlı bir finans sektörü var Türkiye'de. Devletin gözetiminde iyi de gelişiyor. Ama örnek almamız gereken tarafları da var. İş kurguları, iş süreçleri, risk yönetim modelleri gibi."
