`Global büyüme hızlanacak`

Dünya Bankası, 2015-2017 döneminde global büyümede hızlanma öngörüyor.

Dünya Bankası'na göre yüksek gelirli ülkelerde kademeli toparlanma, düşük petrol fiyatları ve kalkınmakta olan ülkelerdeki ters rüzgarların azalması ile global ekonomide büyümenin 2015 ve 2016'da hızlanacağını öngördü.


Dünya Bankası bugün yayınladığı "Global Ekonomik Görünüm-Mali Hareket Alanına Sahip Olmak ve Onu kullanmak" başlıklı raporunda, global ekonominin 2014 yılında bir çok yüksek gelirli ülkenin global finansal krizden kalan zorluklarla boğuşmaya devam etmeleri ve gelişmekte olan ekonomileringeçmişe göre daha az dinamik olmalarının etkisi ile ivme kazanmakta zorlandığına işaret etti. Global büyümenin 2014 yılında ilk beklentilerin altında bir büyüme gösterdiğini belirten Dünya Bankası, büyümenin yüzde 3,0 olan beklentinin altında yüzde 2,6 seviyesinde gerçekleştiğini vurguladı.


2014 yılı ortalarından itibaren petrol fiyatlarında görülen keskin düşüşün 2015 yılında global aktiviteyi destekleyeceğini ve petrol ithalatçısı kalkınmakta olan ekonomilerdeki büyümeye karşı ters rüzgarları biraz dengeleyeceğini tahmin eden Dünya Bankası, petrol ihracatçısı ülkeler için büyüme görünümlerini ise düşürdü.


2015 yılında global büyümenin ılımlı bir artışla yüzde 3,0 olmasını bekleyen Dünya Bankası, 2017 yılına kadar yıllık ortalama büyümeyi ise yüzde 3,3 olarak tahmin etti. 2014 yılında yüzde 1,8büyüyen yüksek gelirli ülkelerin 2015-2017 döneminde ortalama yüzde 2.2büyüme göstereceklerini öngören Dünya Bankası, bu beklentisine neden olarak toparlanan istihdam piyasalarını, zayıflayan mali konsolidasyonuve hala düşük olan finansman maliyetlerini gösterdi.


Kalkınmakta olan ülkelerde ise yerel ters rüzgarların 2014 yılında büyümenin gerilemesine yol açtığını belirten Dünya Bankası, yüksek gelirli ekonomilerin yavaş yavaş toparlanmaları, düşük petrol fiyatlarının etkisi ile kalkınmakta olan ekonomilerde de büyümenin 2015-2017 döneminde güçleneceğinitahmin etti.

Dünya Bankası, kalkınmakta olan ekonomilerde 2014 yılında yüzde 4,4 olan büyümenin 2015-2017 döneminde ortalama yüzde 4,8 olarak gerçekleşmesini beklediklerini belirtirken, düşen petrol fiyatlarının özellikle 2015'te petrol ihracatçısı ve ithalatçısı ülkelerin görünümlerinde ayrışmaya yol açacağını da vurguladı.


Dünya Bankası raporunda 2014 yılında yüzde 2,4 büyümesi beklenen ABD ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3,2, 2016 yılında yüzde 3.0 ve 2017 yılında yüzde 2,4 büyüyeceği tahmininde bulunurken, Euro Bölgesinde 2015, 2016 ve 2017'de büyümenin sırasıyla yüzde 1,2,1,6 ve 1,2 olacağını öngördü.  Çin ekonomisinde ise 2014 yılında yüzde 7,4 olduğu tahmin edilen büyümenin bu yıl yüzde 7,1'e, 2016'da yüzde7,0'a ve 2017'de yüzde 6,9'a yavaşlaması bekleniyor.


OECD üyesi ülkelerde 2015, 2016 ve 2017'de ortalama büyümenin yüzde 2,3, 2,4 ve 2,1 olacağını tahmin eden Dünya Bankası, BRIC ülkelerinde ise büyümenin aynı dönemlerde yüzde 5,1, 5,5 ve 5,6 olarak gerçekleşeceğini öngördü.

Bu yavaş hareket eden global toparlanma için risklerin ciddi ve aşağı eğilimli olduğunu ifade eden Dünya Bankası, finansal piyasa oynaklığının, likidite şartlarında ani bir kötüleşme ile bir araya gelmesinin kalkınmakta olan ekonomiler için borçlanma maliyetlerini keskin şekilde artırabileceğini belirtti. Yoğunlaşan jeopolitik gerilimler, emtia piyasalarında oynaklık nöbetleri veya büyük gelişmekte olan piyasalarda finansal gerilimin risk varlıklarının yeniden değerlendirilmesine yol açabileceğini kaydetti.


Dünya Bankası, Euro Bölgesi ve Japonya'nın uzun süreli bir durgunluk veya deflasyona girmesi halinde global ticaretin daha da zayıflayabileceğini belirtirken, Çin'in önemli politika tamponları dikkate alındığında düşükbir olasılık olsa da, büyümede keskin bir düşüşün finansal kırılganlıkların düzensiz şekilde ön plana çıkmalarını tetikleyebileceğini ifade etti. Dünya Bankası, böyle bir gelişmenin global ekonomi üzerinde kayda değer etkileri olacağını da vurguladı.


Global görünümü yönlendiren güçlerin ve risklerin ciddi politika zorlukları yarattığını da ifade eden Dünya Bankası, yüksek gelirli ülkelerin toparlanmanın hala kırılgan olduğu belirterek genişlemecipara politikalarının ve mali politikaya esnek yaklaşımların devam etmesi çağrısı yaptı.


Kalkınmakta olan ülkelerde ise global finansal sıkılaşmanın sermaye akışlarını azaltabileceğini ve para birimlerinde daha fazla değer kaybını tetikleyebileceğini belirten Dünya Bankası, kurlarda gerilemenin ihracatı güçlendirip, cari işlemler açığının azalmasına yardım ederken, bilançoları zayıflatıp, emtia fiyatlarında düşüşün dezenflasyonist etkilerini azaltabileceğini de vurguladı.


Bu ortamda bazı kalkınmakta olan ülkelerin merkez bankaların büyümeyi desteklemek için para politikası tedbirlerine ağırlık vermeleri gerekebileceğini ifade eden Dünya Bankası, keskin bir konjonktürel daralmada mali teşviklerin de düşünülebileceğini belirtti. Ancak uygulamada mali politikanın kullanımının mali hareket alanı yokluğu ile karşı karşıya kalabileceğine işaret eden Dünya Bankası, bu ortamda hem yüksek gelirli, hem de kalkınmakta olan ülkelerin geniş kapsamlı yapısal reformlara yönelmeleri gerektiğini ifade etti.

Dünya Bankası, bu yapısal reformlar içinde kurumsal ve kamu altyapısının iyileştirilmesinin de yer alması gerektiğini, bunun 2030'da yoksulluğun azaltılması hedefinin başarılması için gerekli büyüme oranlarına ulaşılmasına yardım edeceğini de belirtti.