Türkiye için orta vadede corona virüs fırsatı
24.04.2020 11:12Son güncelleme : 24.04.2020 18:31
Türkiye`de yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgınının kısa vadede şirketlere olumsuz etkilerinin, orta vadede fırsata çevrilebileceği değerlendirilirken, Çin’e karşı ortaya çıkan arz ve talep yönlü olumsuzluklar sonucunda, üretim açısından G20 ülkeleri arasında akla ilk Türkiye geliyor.
AA
AA muhabirinin Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TÜBA) "Covid-19 Pandemi DeÄŸerlendirme Raporu"ndan derlediÄŸi bilgilere göre, küreselleÅŸme nedeniyle tüm dünyayı hızla etkisi altına alan Kovid-19’un geçmiÅŸteki diÄŸer salgınlar gibi önemli yapısal, ekonomik, sosyal ve siyasal deÄŸiÅŸimlere neden olması bekleniyor.
Kovid-19 ile devletin ekonomideki ağırlığının giderek artması ve küreselleÅŸme yerine daha içe kapanan milli yaklaşımların öne çıkacağı tahmin ediliyor.
Ulaşım, turizm ve hizmet sektörleri bu süreçten en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Tarım ve gıda güvenliÄŸiyle saÄŸlık altyapılarının önemi giderek artarken,
para ve kredi piyasalarında da dijital sisteme dönüÅŸün sinyalleri göze çarpıyor.
GÜVEN SORUNU
Kovid-19 nedeniyle sadece finansal piyasalarda deÄŸil, hayatın her alanında güven sorunu ortaya çıkıyor. Güven probleminden orta ve uzun vadede en çok etkilenen ülkenin Çin olacağı deÄŸerlendiriliyor. Kovid-19 salgınıyla, tedarik zincirinde Çin'in üretimine baÄŸlı birçok ülkede üretici ve tüketici firmalar aksaklıklar yaşıyor ve arz kaynaklarını çeÅŸitlendirmeyi düÅŸünüyor.
Ancak, zaman içinde arz yönlü baÅŸlayan kriz, virüsün tüm dünyaya yayılmasıyla küresel talep krizine dönüÅŸüyor. Bazı tüketiciler Çin menÅŸeli ürünleri tüketmek istemezken, büyük maÄŸazalar da bu ülkeden aldıkları ürünleri Çin menÅŸeli olmaktan çıkarmaya çalışıyor.
Son yıllarda ticaret savaÅŸları nedeniyle ABD’de Çin ürünlerine karşı olumsuz algı, daha da negatifleÅŸiyor. Kovid-19 krizi bittiÄŸinde, Çin’in süreçten sorumlu tutulacağına dair sinyaller gözleniyor.
TÜRKİYE ÜRETİM ÜSSÜ OLMAYA ADAY
Kovid-19'un kısa vadede ÅŸirketlere olumsuz etkilerinin, Türkiye'de orta vadede fırsata çevrilebileceÄŸi deÄŸerlendiriliyor. Yerli sanayinin öneminin ortaya çıktığı bu dönemde Türkiye, sanayi kapasitesiyle diÄŸer ülkelerden olumlu ayrışıyor.
Çin’e karşı oluÅŸan arz ve talep yönlü olumsuzluklar sonucunda, üretimin hangi ülkelere kayabileceÄŸi düÅŸünüldüÄŸünde G20 ülkeleri arasında akla ilk Türkiye geliyor.
Esnek üretim kapasitesi, büyük piyasalara yakınlığı ve ucuz iÅŸ gücüyle Türkiye, çevre ülkelerin üretim üssü olmaya aday konumunda bulunuyor. Çin’in büyük ölçekli üretimi yerine daha küçük ölçekli ama kaliteli, güvenilir üretim ve dağıtım kanallarının öne çıkması bekleniyor.
Dünyada Türk ürünlerinin kalitesi yakından tanınıyor. Bu dönemde, Avrupa ve Afrika pazarlarına, Amerika pazarını da ekleyebilmenin, ihracatçılar için önemli bir kazanım olacağı deÄŸerlendiriliyor. Çin ve Uzak DoÄŸu’dan kaynaklanan ticaret sapması nedeniyle Türkiye’deki firmaların karlı çıkacağı öngörülüyor.
ULUSLARARASI İŠBİRLİKLERİ
Salgının etkilerini fırsata çevirmek sadece Türkiye'de deÄŸil, diÄŸer ülkelerde de tartışılıyor. Dolayısıyla bu dönemde sadece ihracatı artırma planları yapmak yerine sermaye darlığı ortamında firmalara stratejik ortaklar alabilmek de önem taşıyor. Bu dönemde Türkiye’de, üretimde ve ticarette uluslararası iÅŸ birliklerini artırmanın düÅŸünülmesi gerekiyor.
Bu yeni dönemde Çinli firmaların yanı sıra, Çin’de fason üretim yaptıran birçok uluslararası firma için de Türkiye’nin önemli bir üretim üssü olabileceÄŸine dikkati çekiliyor.
Çin’in bozulan algısının sebepleri arasında kazan-kazan anlayışı yerine ülkenin kendi ekonomik çıkarlarını öncelediÄŸini de göz ardı etmemek gerekiyor. Öte yandan Türkiye, sermaye ihtiyacı olan ama esnek, güçlü üretim ve iÅŸ gücüyle güçlü bir ortak olarak ön plana çıkıyor.
Üçüncü ülkelere sadece ihracat yapmayı deÄŸil, küresel eÄŸilim olarak yerel üretimin ve üretim çeÅŸitlendirmesinin artacağı düÅŸünülerek, finansal gücü kuvvetli uluslararası ortaklarla diÄŸer ülkelerde yatırım yapmak önem kazanıyor.