Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yurtdışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı Volkan Kara, "2023’te yurt dışı yatırımlarda 10 milyar dolarının üzerine çıkabiliriz" dedi.
AA muhabirine yurt dışı yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kara, bu alanda, Merkez Bankası Ödemeler Dengesi hesaplarına göre son iki yıldır ciddi bir artış olduğunu vurguladı.
Kara, son 15 yıllık projeksiyon değerlendirildiğinde ortalama yıllık bileşik büyüme rasyosunun yüzde 20'nin üzerinde olduğunu anlatarak, şunları söyledi:"Bu çok ciddi bir artış ancak yine de toplam yurt dışı varlıklar, Türkiye ile karşılaştırılabilecek gelişen ekonomilerin altında bir meblağa tekabül ediyor. Genel olarak Türkiye'nin yurt dışı yatırımları belirli sektörlerde ve kendisine yakın bölgelerde yoğunlaşmıştır.
2011 sonrası yıllık yatırım ihracının ortalaması 4 milyar dolar seviyesinde. Bu hızla devam ettiği takdirde dış yatırımların mevcut makro göstergeler doğrultusunda büyüdüğü varsayımından hareketle 2023 senesinde yıllık akımda 10 milyar doların üzerine çıkabiliriz." - "ABD düşük enerji fiyatları ile öne çıktı" Kara, Türk yatırımcıları için ABD’nin yeni bir pazar olarak öne çıktığını, 2015'te özellikle üretim maliyetlerindeki avantajı ve düşük enerji fiyatları ile bu ülkenin Türk yatırımcıları kendine çektiğini dile getirdi.
Balkanlara da irili ufaklı yatırım akışında artış olduğuna işaret eden Kara, "Orta Doğu ve Körfez bölgesine gerçekleşen sermaye ihracı, politik belirsizliklerden etkilenmiş görünmekte. İran’ın tekrar oyuna müdahil olmasıyla bu bölgede önümüzdeki dönemde hareketlenmeler yaşanacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.
"İran pazarındaki müspet gündem Türk yatırımlarının etkinliğini arttıracak"Kara, İran'ın küresel kapitalist formasyona zaman içinde uyum sağlamasının ise sadece Türkiye'yle iş ilişkilerini değil bölgedeki ve dünyadaki birçok ülkenin birbirleriyle ilişkilerini de derinden etkileyeceğinin altını çizdi.Avrupa şirketlerinin ülkeye çok ilgili olduğunu anımsatan Kara, "Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere birçok sektörde ortaklıklara hatta şirket satın alımlarına başladı bile. Öte yandan İran'a, Asya blokunun ciddi yakınlaşması söz konusu.
Çin’in Afrika performansı da değerlendirildiğinde gerek doğal kaynaklara ihtiyacı gerekse bölgede önemli partner bulma noktasında yatırımlarda çok cömert davranacağı kanaatindeyim" diye konuştu.
Kara, yaptırımların kaldırılmasının, Türkiye'nin ekonomik ilişkilerini olumlu yönde etkileyeceğini belirterek, şunları kaydetti:"İran sahip olduğu doğal kaynakları, genç ve eğitimli nüfusu ile Türk yatırımcısı ve ihracatçısı için birçok yeni iş imkanını beraberinde getirecektir. Özellikle inşaat, altyapı, enerji, otomotiv, maden, turizm, hizmet ve perakende sektörlerinde yeni iş imkanları oluşacak. Ayrıca Türk iş insanları özellikle Avrupa ve Amerikan şirketleri ile şirketlerimizin İran pazarında ortaklıklar kurabilmesi için gerekli mekanizmalar üzerinde yoğunlaşabilir. DEİK bünyesinde de bu konuda önemli bir hazırlık yapılmakta. Avrupa ekonomisinde yaşanan müspet hareketliliğe ilaveten ve komşumuz İran'ın normalleşmesi, Türkiye'yi orta ve uzun vadeli büyüme ve ihracat hedeflerine daha da yakınlaştıracaktır.
İran pazarındaki müspet gündem, bölge pazarlarındaki Türk yatırımlarının ve iş ilişkilerinin etkinliğini arttıracaktır."- "AB ülkeleri, Türk yatırımlarından yüzde 40'a yakın pay alıyor"Kara, Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecine de değinerek, "AB ile kurulacak yakın ilişkiler ve yapılacak reformlar, devlet kurumlarının modernleşmesini, hukukun üstünlüğünü güçlendirmesini ve bunların bir sonucu olarak karşılıklı doğrudan yabancı yatırım miktarını arttıracaktır" dedi.
Hem AB’den Türkiye’ye gelen yatırımların hem de Türkiye’den Avrupa’ya gidecek yatırımların önümüzdeki dönemde de artmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Kara, AB süreciyle birlikte kurumsal yakınlaşmanın, şirket satın almalarında Türk yatırımcılara daha fazla yarayacağını öngördü.Kara, "Sıfırdan yatırımlarda özellikle son yıllarda Hazar havzası, Afrika ve Amerika önemli bir artış yakalasa da AB ülkeleri, Türk yatırımlarından yüzde 40'a yakın pay almakta" değerlendirmesini yaptı.
İlişkilerde beliren pozitif gündemin Türkiye’ye, Orta Doğu pazarının istikrarsızlaştığı ve Rusya'nın ekonomik yaptırımlar uyguladığı zorlu atmosferde, piyasayı rahatlatacak çeşitli etkileri olduğunu aktaran Kara, "Gerek 12 trilyon avroluk AB’nin dışarıya yaptığı yatırım stokundan aldığımız payı arttırmak gerekse Avrupa’dan Türk şirketlerinin portföylerine yeni alımlar yapmak, cari açığı azaltacak, yeni yatırımların önünü açacak ve bilgi transferi ile yüksek kalitede üretim hedefini karşılayabilecektir" görüşünü paylaştı.
2023 Yurtdışı Yatırım Stratejisi ve Yol Haritası Projesi Kara, 2023 hedefleri arasında, yurt dışı yatırımların da muhakkak kendine yer etmesi gerektiğini anlattı.Devletin destek mekanizmalarının iyi yönlendirilmesinin önemine dikkati çeken Kara, 2011 yılından beri DEİK’in bu temaya eğildiğini belirtti.Kara, "Birçok sektörde küresel ekonominin süper liginde oynayan şirketlere ve markalara sahip olmamız gerekiyor. Bu bağlamda uzun süredir üzerinde çalıştığımız '2023 Yurtdışı Yatırım Stratejisi ve Yol Haritası Projesi'nin büyük lansmanı önümüzdeki haftalarda kamu tarafında karar vericilerle de paylaşıldıktan sonra yapılacak" bilgilerini verdi.
Yurt dışı yatırımlara devlet desteğinin önemini vurgulayan Kara, sözlerini şöyle tamamladı:"Özel sektörün, destek denilince kamu tarafından sağlanan mali teşvikleri ilk olarak akla getirmesi normal. Ancak dişe dokunur dış yatırımların finansmanı çok büyük boyutlarda olabilmekte. Burada devlet daha farklı platformlar oluşturarak yurt dışı yatırımları takip edip destek verebilir. Dış yatırım desteklerinde dünyadaki en iyi uygulamaları incelediğimizde bizdeki mevcut ihracat teşvikleri ile de karşılaştırınca daha farklı mekanizmaları geliştirmemiz gerektiği düşüncesindeyim."
