Küresel durgunluğa giden yol: Pandemi ve petrol savaşları
14.03.2020 11:35Son güncelleme : 16.03.2020 13:10
Düşük büyüme, düşük enflasyon ve sınırlı politika hareket alanının olduğu cari ekonomik ortam küresel ekonomiyi negatif gelişmelere karşı daha kırılgan hale getirirken, pandemi olarak ilan edilen yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgınına petrol savaşlarının da eklenmesi durgunluk endişelerini artırdı.
AA
Çin'in Hubey eyaletine baÄŸlı Vuhan kentinde ortaya çıkan Kovid-19'un dünya genelinde bulaÅŸtığı kiÅŸi sayısı 135 bine yaklaÅŸtı. Her ne kadar Çin'de görülen vaka sayısı azalsa da salgının ABD ve Avrupa'da giderek yaygınlaÅŸması konunun ciddiyetini ortaya koyarken, ÅŸimdiye kadar hem hükumetler hem de merkez bankalarının aldığı tedbirler, küresel ekonomideki panik havasını dağıtamadı.
Salgını önlemek için yapılan her harcamanın ileriye dönük bütçede sıkılaÅŸma riskini doÄŸurması, halihazırda manevra alanı daralan hükumetleri ve merkez bankalarını zora sokuyor. DiÄŸer taraftan salgından etkilenen bireylerin harcamalarının azalması da iç talepte düÅŸüÅŸ sorununu beraberinde getiriyor.
Kovid-19 sonrası hükümetlerin koruyucu ekipman, tarama, tanı testleri ve hastane kapasitelerini artırıcı yöndeki saÄŸlık alanındaki harcamaları bütçede ek yük oluÅŸtururken, baÅŸta turizm ve hava yolu sektörü olmak üzere ticari faaliyetleri etkilenen ve likidite sıkıntısı çeken ÅŸirketlerin destek verilmemesi halinde batma ihtimalinden söz ediliyor.
Ülkelerin gerek kendi içinde gerekse diÄŸer ülkelerle gerçekleÅŸtirdiÄŸi ekonomik faaliyette gözlenen bu daralma, azalan turizm gelirleri ve emtia bazlı ihracat gelirlerindeki potansiyel düÅŸüÅŸle birleÅŸtiÄŸinde sermaye piyasalarında da kayıpların derinleÅŸmesi kaçınılmaz oldu.
TARİHİN EN SERT DÜÅÜÅÜ YAÅANDI
Ticaret savaşının ardından yorgun düÅŸen piyasalar, Kovid-19 salgını ve petrol ÅŸokunun ardından geliÅŸen sermaye giriÅŸlerinde ani duruÅŸ riski ile tarihin en sert düÅŸüÅŸünü yaÅŸadı. Bu gibi durumlarda güvenli liman olarak görülen "altın" gibi varlıklarda da likidite endiÅŸeleriyle sert deÄŸer kaybı görüldü.
Sadece bu hafta, Rusya'da RTS endeksi yüzde 23'ün üzerinde düÅŸüÅŸ yaÅŸarken, Almanya, Fransa ve İngiltere baÅŸta olmak üzere Avrupa borsalarında da kayıplar yüzde 20'nin üzerinde gerçekleÅŸti. ABD'de borsalarında ise tarihin en hızlı düÅŸüÅŸleri görüldü ve Dow Jones, S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde ortalama yüzde 18 kayıp yaÅŸandı.
Uluslararası piyasalarda altının onsu geçen haftaki yüzde 5,2'lik kazancını geri verirken, Aralık 2012'den bu yana en yüksek seviye olan 1.700 dolardan düÅŸüÅŸe geçti ve yeniden 1.600 doların altına indi.
Brent petrolün varil fiyatı ise ocakta yüzde 15, ÅŸubatta yüzde 11,1 gerilemesinin ardından mart ayında tarihinin en sert düÅŸüÅŸlerinden birini kaydetti. Fiyatlar, 9 Mart'ta tarihin en sert düÅŸüÅŸlerinden birini kaydederek 31,1 dolara kadar gerilerken, 13 Mart itibarıyla aylık bazda da yüzde 30'un üzerinde azalışla 33-34
dolar bandında bulunuyor.
FED YETERSİZ KALDI, TRUMP DEVREYE GİRDİ
Merkez bankalarının corona virüs ve petrol ÅŸoku ile sarsılan piyasalara ilk likidite müdahalesi, virüsün ortaya çıktığı Çin'den geldi.
Çin Merkez Bankası (PBoC), piyasalardaki panik havasını dağıtmak için devreye girerek, piyasaya önce 1,2 trilyon yuan likidite enjekte etti, 7 ve 14 günlük ters repo faiz oranlarında da indirime gitti. Banka daha sonra piyasaya 400 milyar yuanlık daha likidite saÄŸladı. PBoC, 1 yıl vadeli faizi 10 baz puan, 5 yıl vadeli faizi ise 5 baz puan indirerek sırasıyla yüzde 4,05 ve yüzde 4,75'e düÅŸüren banka, son olarak zorunlu karşılıkları da bazı bankalar özelinde 0,5 baz puan azaltarak yüzde 1'e çekti.
Virüsün Avrupa ve ABD'ye yayılarak küresel ticarette milyar dolarları aÅŸan kayıplara neden olacağı beklentilerinin artması sonrasında ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) da birbiri ardından açıklamalar geldi.
Fed, 17-18 Mart'taki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı öncesi, politika faiz oranını 3 Mart'ta 50 baz puan indirerek yüzde 1-1,25 aralığına çekti. Söz konusu karar, FOMC'un 2008 küresel krizinden bu yana ilk kez planlı toplantıları öncesi aldığı faiz kararı oldu.
Faiz indirimine karşın piyasalardaki oynaklığın artması ve kayıpların derinleÅŸmesi üzerine New York Fed, Kovid-19 salgını nedeniyle olaÄŸandışı dalgalanmaların görüldüÄŸü piyasalara toplam 1,5 trilyon dolarlık likidite vereceÄŸini açıkladı. Banka, 12 Mart'ta gerçekleÅŸtirdiÄŸi 3 ay vadeli repo iÅŸlemiyle piyasaya 500 milyar dolarlık likidite saÄŸlarken, cuma günü de 3 ay ve 1 ay vadeli 2 repo iÅŸlemiyle piyasaya 500'er milyar dolarlık likidite enjeksiyonu yapılacağını bildirdi.
Fed'in hamlelerinin piyasalardaki düÅŸüÅŸe yeterince engel olamaması sonrası, ABD BaÅŸkanı Donald Trump ulusal acil durum ilan ederken, salgınla mücadele kapsamında 50 milyar dolara kadar fonun eriÅŸime açılacağını duyurdu.
GÖZLER JAPONYA MERKEZ BANKASI'NDA
Dünya SaÄŸlık Örgütü tarafından Kovid-19 salgınının yeni merkezi olarak ilan edilen Avrupa'da, ECB faizlerde herhangi bir deÄŸiÅŸim yapmamasına karşın, yıl sonuna kadar geçici 120 milyar euroluk ek varlık alımı planladığını ve
Euro Bölgesi finansal sistemine destek için geçici uzun vadeli refinansman operasyonları (LTRO) saÄŸlanacağı duyurdu.
ECB BaÅŸkanı Christine Lagarde, faizlerde alt sınırda olunmadığı ve ihtiyaç duyulduÄŸunda indirime gidileceÄŸini de vurgularken, "Virüs üretimi yavaÅŸlatacak, talebi azaltacak. İddialı ve koordineli mali politika yanıtına ihtiyaç var." ifadeleri ile konunun politika yönlendirmesi açısından takip edileceÄŸi mesajını verdi.
Öte yandan İngiltere Merkez Bankası (BoE), olaÄŸanüstü toplantıyla, politika faiz oranını 50 baz puan indirerek yüzde 0,25'e düÅŸürdü.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise henüz bir aksiyon almamasına karşın, 18-19 Mart'ta gerçekleÅŸtirdiÄŸi toplantıda piyasa operasyonları ile uzun vadeli kıymetleri kullanarak bol likidite saÄŸlayacakları sinyalini verdi.
Büyük merkez bankalarını takiben geliÅŸmekte olan ülkelerin birçoÄŸunun da düÅŸük faiz politikasına hızlı bir geçiÅŸ yaptığı görülürken, yıl başından bu yana 30'u aÅŸkın ülke merkez bankası faiz silahını çekti.
Analistler, Büyük Buhran ve 2008 finansal krizinin ardından dünya çapında hem arz hem de talep baskılarının sonucu yeni bir durgunluk riski ile karşı karşıya kalındığına iÅŸaret ederek, cephanesi ve faiz manevrası azalan merkez bankalarının parasal geniÅŸlemeye adım adım ilerlediÄŸini belirtiyor.
BÜTÇE DENGESİZLİÄİ BORÇLANMANIN YOLUNU AÇABİLİR
Ekonomileri büyük ölçüde enerji ihracatına bağımlı ülkelerin bütçelerini dengede tutabilmeleri için küresel piyasalarda petrol fiyatlarının belirli bir seviyenin altına düÅŸmemesi önem taşıyor.
Uluslararası
Para Fonu'nun (IMF) 2020 öngörülerine göre, bütçenin dengede kalabilmesi için petrolün varil fiyatının Suudi Arabistan için 78,3 dolar, İran için 124,4 dolar, Irak için 59 dolar ve Rusya için 49,2 dolar seviyesinde olması gerekiyor.
Söz konusu rakamlar, düÅŸük petrol fiyatlarına en uzun süre dayanabilecek ülkenin Rusya olduÄŸunu teyit ederken, bu noktada ülkelerin rezerv politikası ve mevcut miktarlar da dayanabilme gücü açısından önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Analistler, piyasalardaki oynaklık ve hükümetlerin giderek azalan gelirlerine karşın giderlerindeki artışın, döviz giriÅŸ ve çıkışları arasındaki uyumsuzluÄŸa karşı koymak için acil bir ödeme dengesi ihtiyacına yol açabileceÄŸini vurguluyor.
Bunun bir sonucu olarak, ülkelerin Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kurumlara baÅŸvuruları da gündeme gelebiliyor. Zira geçen hafta İran, Kovid-19 ile mücadelede kullanılmak üzere 5 milyar dolar kredi talep etti.
IMF'nin blogunda yayımlanan ve Martin Mühleisen tarafından kaleme alınan bir yazıda, corona virüs salgınının tetiklediÄŸi ciddi bir gerileme durumunda, ilk tepki olarak IMF'nin geliÅŸen ve geliÅŸmekte olan ülkelere fon saÄŸlamak için 50 milyar dolara kadar acil durum finansmanı saÄŸlayabileceÄŸinin tahmin edildiÄŸi, düÅŸük gelirli ülkelerin bu miktarın yaklaşık 10 milyar dolarından yararlanabileceÄŸi belirtildi. Yazıda ayrıca, acil durumun ötesinde üyelerin IMF'nin kota ve borçlanma kaynaklarından yaklaşık 1 trilyon dolarlık savaÅŸ sandığından yararlanabileceÄŸi vurgulandı.