Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI) Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Türkiye’nin, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu silah sistemlerini özgün olarak geliştirme iradesini ortaya koyduğunu belirtti. Dörtkaşlı, milli şirketlerin kabiliyetlerini ortaya koyacağı bu projeler ile birlikte Türkiye'nin, dünyada savunma ve havacılık sektöründe ilk 5'e soyunduğunu ifade etti.
Dörtkaşlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, savunma ve havacılık sanayinin son dönemdeki performansı ve sektörün geleceğine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Uzun menzilli hava savunma sisteminin milli imkanlarla geliştirilmesi kararının sektörün geldiği nokta açısından önemli bir gösterge olduğunu dile getiren Dörtkaşlı, şunları kaydetti:
Bu karar, sektördeki kardeş şirketlerin uzun menzilli hava savunma sistemine soyunacak noktaya geldiğini göstermesi ve bu anlamda güven vermesi açısından gurur verici. Bizim milli muharip uçak yapalım dediğimiz bir ortamda ASELSAN ve ROKETSAN'ın 'uzun menzilli füzeyi kendimiz yaparız, bunu özgün tasarlayabiliriz' demesi son derecece sevindirici. Demek ki bütün sektör eş zamanlı olarak oldukça iddialı konularda bir sorumluluğun altına giriyor."
Sektörün sicilinin son derece temiz olduğunu, özellikle son 10-12 yıldır başarısız olunan, yarım kalan, iptal edilen hiçbir proje bulunmadığını ifade eden Dörtkaşlı, bütçe ve takvim aşımlarına rağmen sektördeki tüm oyuncuların işlerin altından kalktığına dikkati çekti. Dörtkaşlı, "Kararı alan siyasi ve askeri irade de projelerin arkasında sabırla durdu. Artık basamakları tırmanıyoruz ve herkes kendi alanındaki en iddialı işlerin altına giriyor" dedi.
"SEKTÖRDE İLK 5'E SOYUNUYORUZ"
Sektörün, milli muharip uçak, özgün helikopter, haberleşme uydusu, istihbarat uydusu, milli tank ve gemi yapım çalışmaları gibi önemli projeler içerisinde bulunduğunu anımsatan Dörtkaşlı, "Türkiye, dünyadaki sayılı ülkede bulunan silah sistemlerine özgün olarak sahip olma iradesini ortaya koymuş durumda. Bu ülkeler hangileridir diye baktığımızda, karşımızda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Daimi Temsilcileri çıkar. Dolayısıyla dünya savunma ve havacılık sektöründe ilk 5'e soyunmuş oluyoruz" diye konuştu.
Bugüne kadarki projelere ilişkin verilen kararların başarıyla sonuçlanması ya da başarılı olunacağına dair kuvvetli emareler görülmesinin karar vericilerin motivasyonunu artırdığına işaret eden Dörtkaşlı, sektörün de yerli sanayiyi destekleyen kararlardan dolayı mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Dörtkaşlı, sektörde yaşanan olumlu gelişmelerin, yerli otomobil ve yerli trenin üretilmesinin planlandığı günümüzde yatırımcı bakanlıkların faaliyet gösterdiği diğer sektörleri de pozitif etkileyeceğini söyledi.
AKIL KOYMAYA, MÜHENDİSLİĞE ÖNEM VERMEYE ARA VERMİŞİZ"
Tüm bu projelerin uzun soluklu ve sabır gerektiren çalışmalar olduğunu vurgulayan Dörtkaşlı, şu ifadeleri kullandı:
Ortaya konulan politikaların izlenmesiyle Türkiye, hak ettiği skaladaki yerini alacaktır. Böylece ihracatın kilogram değeri 1,5-1,6 dolardan 3 dolarlara çıkacak, 2023 için konulan 500 milyar dolar ihracat hedefine daha fazla yaklaşılacaktır. Aksi takdirde o navlunun kilogram bedelini artıramazsak miktarını artırmamız gerekiyor. Aynı pazara, aynı şeyden 3 tane satmak ya da 3 kat pazar geliştirmek çok kolay değil. Hem pazarı geliştirmek, hem de sattığının değerini artırmak gerekiyor. Bizim sektörümüz öyle bir sektör. Bunu en güzel Ankara'nın ihracatında görüyorsunuz. 2014'te Türkiye’de ihracatın ortalama kilogram değeri 1,5 dolarken, Ankara’da 23-24 dolar civarındaydı. Yani Türkiye ortalamasının 15-16 katı gibi. Çünkü Ankara'daki ihracatçı firmalara baktığınız da işin içine akıl koyan, mühendislik koyan, marka üreten sektörlerde olduklarını görüyoruz."
Dörtkaşlı, son 12 yıldır konulan iradenin devamı halinde, Türkiye'nin bundan sonraki 10 yıl içinde yaptığı yatırımların meyvesini alacağına inandığını ifade etti.
Ürünler geliştirilirken, altyapıdaki eksiklikler giderilmeye çalışılırken, aynı zamanda insan kaynağı da yetiştirildiğine değinen Dörtkaşlı, şöyle konuştu:
"Biz, akıl koymaya, mühendisliğe önem vermeye uzun bir süre ara vermişiz. Bizim çalıştığımız kadrolar ortalama 30'lu yaşta. Bu, 10 yıl önce 25-26'ydı ve tecrübesizdiler. İleriye ümitle bakıyorum. Çünkü bu geçirilen sürede sadece yıllar geçmedi, yaşlar büyümedi. Bu süre zarfında, insansız hava aracı ANKA, eğitim uçağı HÜRKUŞ, yerli helikopter ATAK, Göktürk Uydusu çıktı. Bunları çıkartan kadrolar genç kadrolar. Şimdi elimizde hem genç, hem de tecrübeli bir kadro var. Dolayısıyla ümitli olmamak için bir sebep yok."
