2016`da BIST`te hangi sektörler öne çıkabilir?

22.01.2016 13:50

2015 yılı iç ve dış piyasada yaşanan gelişmeler ile uzun yıllar unutulmayacak bir hikayeye sahip oldu. Borsada oldukça volatil bir seyre şahit olduğumuz 2015 yılı sonrasında taptaze umutlar ile 2016 yılına başlangıç yapmış bulunuyoruz. Son dönemde küresel piyasalarda hakim olan karamsar tablonun henüz dağılmamış olması ile global ekonomide yaraların sarılması beklenenden daha uzun bir süre alabilir. Piyasaların, ekonomik faaliyetlere odaklanacağı, reformların gecikmeden hayata geçirilmesi ile küresel risklere karşı daha dayanıklı hale gelinerek dışa entegrasyonun olabildiğince azaltılması borsa yatırımcısı açısında da güven ortamını tazeleyip endekse mutlaka pozitif katkı sağlayacaktır.

BANKACILIK

Geçtiğimiz seneyi kayıplarla noktalayan bankacılık sektörünün ağırlıklı olarak özellikle son 3 yıllık dönemde borsa içindeki payı düzenli olarak artan Bireysel Emeklilik Şirketleri tarafından tercih edildiğini belirtelim. Yabancı yatırımcıların en fazla satış yaptığı hisseler arasında yer alan sektörün kredi hacmi azalsa da dönem net karı artış kaydetmiştir. Bankaların kaynakları içinde, en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat, geçen yılın sonuna göre, %17,6 artışla 1 trilyon 238 milyar 231 milyon lira olurken, bankacılık sektöründe ekonomik reformlar öncülüğünde tekrar toparlanmalar olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ortadoğu’da artan jeopolitik riskler, FED’in faiz artırım sürecinde izleyeceği yol, Çin’in yarattığı küresel ekonomik sarsıntı banka hisselerinde baskı oluştursa da sektörün gelinen fiyatlarda ve çarpanlarına bakarak halen cazibesini koruduğu söylenebilir. 2015 yılında banka karları düşse de baz etkisi nedeniyle 2016 yılında sektörün karında artış beklendiğini de notlarımıza ekleyelim.

OTOMOTİV

İç ve dış piyasada oldukça çalkantılı geçen 2015 yılında otomobil ve hafif ticari araç pazarının geçen yılın tamamında baz etkisiyle 2014'e kıyasla %26.1 artarak 968,017 adetle rekor kırdığına şahit olduk. Ekonominin lokomotifi konumundaki otomotiv sektörü, "parite" kaybından kaynaklanan olumsuzluklara rağmen 2015 yılının Aralık haricindeki 11 aylık döneminde, 1 milyon 233 bin 35 adetlik toplam üretiminin (traktörler hariç) yüzde 73'ünü (899 bin 996 adet) ihraç etti. Ayrıca en büyük ihracat pazarımız olan Euro Bölgesi’nde Avrupa otomobil pazarının aynı dönemde %8.6 büyümesi, bununla birlikte Türkiye otomotiv sanayisinde Ocak-Kasım(2015) döneminde toplam üretimin yüzde 17 artması, aynı dönemde toplam ihracatın yüzde 12 artması önemli detaylar. 2016 yılında satışların yurt içi ve yurt dışı belirsizlikler nedeniyle 2015’e kıyasla %5 daralacağı öngörülse de, gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki sıkılaşmanın seyri ve iç tarafta hükümetin reform programı ve jeopolitik gelişmeler etkili olacaktır. Sektörün barındırdığı yükseliş potansiyeli ile otomotiv sektöründe istikrarlı getirisi olan firmaların 2016 yılında da öne çıkmasını bekliyoruz.

HAVACILIK

Avrupa’nın hava taşımacılığı konusunda en hızlı büyüyen ülkesi olan Türkiye’de, yolcu ve yük taşımacılığında sektörün payı her geçen gün artıyor. 2003-2013 arasında toplam yolcusayısının ortalama %16 büyüdüğünü belirtmek gerekiyor. Türkiye tarihinin en büyük projelerinden biri olan ve yapımı büyük bir hızla devam eden 3. Havalimanı’nın da sektöre hareket getirmesi beklenebilir. 29 Ekim 2017 tarihinde açılması hedeflenen havaalanının ilk aşamada 90 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak. Ayrıca havacılık sektöründe 2005'te 162 uçak kapasitesine sahip olan Türkiye'de toplam uçak sayısı da 371’i geçti. Yıllık yolcu sayısı ise 131 milyonu aştı. 2023 hedeflerine göre 60 havalimanı, 750 büyük ve orta gövdeli uçak ile yılda uçan yolcu sayısının 350 milyona ulaşması bekleniyor. Ayrıca 2014 ortasından bu yana petrol fiyatlarında görülen %70’i aşan orandaki düşüşün ve emtiadaki mevcut düşük seyrin havayolları şirketleri için olumlu olması da bir avantaj. Havayolu şirketlerinin toplam giderlerinin %40’a yakınının akaryakıt gideri olduğunu da atlamamak gerekiyor.

BİLİŞİM

Bilişim sektörü 2015 yılında adeta bir yıldız gibi parlayarak iç ve dış piyasadaki zorluklara karşın yıllık bazda ortalama %46 getiri sağladı. Yükselişini üst üste 2'nci yıla taşıyan sektör hatırlanacağı üzere 2014 yılında %72, 2015 yılında da %46 kazanç sağlayarak iki yılda iki buçuk kat yükseliş kaydetti. Son yıllarda sektöre olan ilginin arttığı bir gerçek. Yatırımcıların ve sermaye sahiplerinin odak noktasına yerleşen sektörde yabancı ortaklık beklentileri, karlılık ve ciro artışları sektörün yükseliş trendini korumasındaki en önemli faktörler olarak karşımıza çıkıyor. 2014 yılında Türkiye’deki bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün büyüklüğünün 69.4 milyar TL’ye ulaştığını belirtmek gerekiyor. Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında “160 milyar dolar bilişim sektörü büyüklüğüne ulaşmış, 1 milyon bilişim çalışanı istihdam eden bir Türkiye’’ hedefinin olduğuna da vurgu yapmak gerekiyor. Sektörünün yıldızının 2016 yılında da parlamaya devam etmesi sürpriz sayılmamalı.

BEYAZ EŞYA

Beyaz eşya sektörü, 25 milyon adet üretim kapasitesi ve 21 milyon adet üretimiyle, son 10 yılda çok önemli bir üretim üssü haline gelmiş ve Türkiye beyaz eşya sektöründe Avrupa'nın lider ülkesi olmuştur. İhracatta 14 milyon adede ulaşan sektör, özellikle Avrupa ülkeleri, komşu ülkeler ve Afrika gibi pazarlarla birlikte 100'ün üzerinde ülkeye üretiminin yüzde 70'ini ihraç etmektedir. Türkiye'de faaliyette bulunan beyaz eşya firmaları, ARGE (Araştırma-Geliştirme) konusunda önemli yatırımlarda bulunmaktadırlar ve bu sayede şirketler dünyada rekabet etme gücüne sahip olarak başarı sağlamaktadırlar. Son 10 yılda ürünlerin enerji verimliliğinde yüzde 65'lere varan iyileştirmelere ulaşılmıştır. Türkiye’nin genç nüfusu, geniş hane halkı göz önüne alınarak yurt içi beyaz eşya talebinde beklenen iyileşme ile birlikte, beyaz eşya sektörünün uzun vadede yüksek büyüme potansiyeli sunduğunu da söylemek, pek de yanlış olmayacaktır.

Emre Özgüven /www.destekmenkul.com/ 
Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı