Haftalık getiriler baz alındığında, yatırım fonları ve diğer yatırım araçları arasında dikkat çeken performans farklılıkları bulunuyor. Özellikle fon kategorilerinde hisse senedi fonları haftalık yüzde 4,91 getiri ile öne çıkarken, aynı süre içinde BIST 100 Endeksi yüzde 2,23’lük artış kaydetti. Hisse senedi fonları performanslarıyla endeksin üzerinde bir getiri sağladılar.
Haftalık getirilerde hisse senedi fonları yüzde 4,91 ile diğer fonlar arasında da en iyi performansı sergiledi. Hisse fonlar, özellikle borsa hareketlerinin pozitif olduğu dönemlerde yatırımcılara yüksek kazanç sağlama potansiyeline sahip. Bu da borsanın düştüğü dönemlerde söz konusu fonların olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Hisse senedi fonların altı aylık getirilerde sadece yüzde 0,11 gibi düşük bir performans sergilemiş olması da bunu teyit etmekte.
Para piyasası fonları, haftalık yüzde 0,92 ve yılbaşından bu yana yüzde 50,97 getiri ile istikrarlı bir performans göstermeye devam ediyor. Bu fonlar, düşük riskli ve düzenli getiri arayan yatırımcılar için cazip bir seçenek olarak öne çıkıyor. Benzer şekilde, borçlanma araçları fonları da haftalık yüzde 0,84 getiri ile yatırımcılarına sabit kazanç sağlamayan alternatif bir yatırım aracı. Özellikle faiz oranlarının yüksek olduğu dönemlerde bu tür fonlar, güvenli liman arayan yatırımcılar için tercih ediliyor.
Son hafta yoruldu
Son bir haftada olumsuz bir performans sergileyen kıymetli madenler fonları, yüzde 2,79 düşüş yaşadı. Ancak yılbaşından bu yana yüzde 50,79’luk güçlü bir getiriye sahip olması, bu fonların uzun vadeli yatırımcılar için hâlâ cazip olduğunu gösteriyor.
Yatırım araçlarında öne çıkanlar
Yatırım araçları tarafında BIST 100 Endeksi, haftalık yüzde 2,23’lük getirisi ile dikkat çekti. Döviz kurları ise daha mütevazı bir performans sergiledi. Dolar haftalık yüzde 0,21 yükselirken, euro ise yüzde 1,61 kayıp yaşadı. Yatırım araçlarının seyrini genel olarak değerlendirdiğimizde yatırımcıların güvenli limanlarda kalmaya devam ettiğini ancak hisse senedi piyasasındaki hareketlenmeyi de değerlendirdiğini görüyoruz.
Risk primi 253,82
Türkiye’nin kredi risk primi 253,82 seviyesine geriledi. Risk primindeki düşüş, Türkiye’nin finansman maliyetlerini olumlu yönde etkileyerek ekonomideki risk unsurlarının azalmasına katkı sağlar. Bu gelişme, hem borçlanma maliyetlerinde düşüş hem de uzun vadeli yatırımlar için daha elverişli bir zemin oluşturması açısından kritik öneme sahip. 150-200 bandındaki risk primi yabancı yatırımcıların sıcak para hareketlerini de getirebilir.
Ticaret savaşları Türkiye’yi ne boyutta etkiler?
Deutsche Bank’ın FX araştırma birimine göre, Trump dönemindeki potansiyel yeni ticaret savaşları ABD’nin gümrük tarifeleriyle birçok ülkeyi etkileyecek. Söz konusu analiz, en fazla etkilenecek ülkenin Çin değil, Vietnam, Malezya ve Tayland olduğunu ortaya koyuyor. DTÖ ve AB’nin olası kararlarının ise Çin üzerinde ciddi riskler oluşturabileceği belirtiliyor. Türkiye, etkilenmesi beklenen ülkeler arasında alt sıralarda yer alıyor.
Enflasyon beklentisi yükseldi dolar beklentisi düştü
Merkez Bankası’nın kasım ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yükselirken, dolar beklentisinde düşüş görüldü. Reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve ekonomistlerden oluşan 68 katılımcıyla gerçekleştirilen ankette, enflasyon, döviz kuru, faiz oranları ve büyüme beklentileri dikkat çekti. Anket sonuçlarına göre, cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi, bir önceki anketteki yüzde 44,11 seviyesinden yüzde 44,81’e çıktı. Ancak 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 27,44’ten yüzde 27,20’ye geriledi. Enflasyondaki düşüşün kademeli olması bekleniyor. Yıl sonu dolar/TL beklentisi, bir önceki ankette 36,63 TL olarak öngörülürken, bu ankette 35,72 TL’ye geriledi.