Cari açık yaşanır önemli olan boyutu

15.05.2018 10:38

Türkiye ekonomisi açısından iki kırılgan veri... Çift haneli enflasyon ve yaklaşık yüzde 6,5 seviyelerine ulaşan cari açık meselesi uzun zamandır büyük önem arz ediyor. Ülke ekonomisinde önemli bir etki yaratıyor. Dün açıklanan ödemeler dengesi verileri sorunla tekrar karşı karşıya getirdi aslında bizleri.

Cari işlemler açığı mart ayında 4.81 milyar dolar ile beklenenden fazla seviyede gerçekleşti.

Öncelikle şunu söylemem gerek. Cari açığın her an korkutucu, olumsuz bir seyir gösteren gelişme olarak algılanmaması lazım.  Özellikle büyüme yönünde hızlı bir ilerlemeci politika izleyen Türkiye için cari açık durumu zaten yaşanması kuvvetle muhtemel bir durumdur. Aksine Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin cari açığı yaşaması normal bir durum olarak algılanabilir. Neden mi? Çünkü, sahip olduğumuz tasarruflar yatırımlarımızı karşılayamayacak ve sonuç olarak bizler de kaynak arayışını dışarıdan bulacağız. Yani kısaca cari açık dediğimiz şey yurtdışından gelen paradan daha fazlasını yurtdışına göndermemizdir. Sonucunda düşünülmesi ve çözülmesi gereken durum ise yaratılan açığın nasıl kapanacağı konusudur. Burada iki yöntem vardır. Ya dışarıdan borçlanılır ya da yurtiçi varlıklar satılır. İşte açıklanan verileri incelediğimizde ise doğrudan yatırımlar maalesef burada sorun teşkil ediyor. Bir nevi cari açık sıcak parayla finanse edilmeye çalışılıyor. İşte burada açığın olması değil, boyutu öne çıkıyor. Yani burada önemli olan şey, yatırımcıdan gelen borcun devamının sağlanması için cari açığın boyutu. Boyut yükseldikçe yatırımcı iştahı da bu oranda azalıyor. Özellikle yaklaşık yüzde 3- 3.5 seviyelerindeki paylar gelişmekte olan ülkeler adına normal olarak karşılanabilir. Fakat yüzde 4’ün üzeri tehlikeli bir sınır olarak belirlenir ve bir nevi de ciddi sorun teşkil eder.

Bunun dışında önümüzdeki dönemlere baktığımızda ise hem dış ticaret hem enerji hem de altın olsun cari açık üzerinde daha da baskı yaratacak gibi duruyor. Örneğin, mart ayı verilerine baktığımızda altının payı oldukça yüksek. Ocak- mart döneminde 4.4 milyar dolarlık bir pozisyon ile karşı karşıyayız.  Böylelikle yüksek seviyede gerçekleşen cari açıkta altın ithalatı etkisini de görebiliyoruz. Veriler kapsamında diğer bir önemli durum ise, petrol fiyatlarının artışı enerji kaynaklı dış ticaret açığı verilerinde etki yaratırken turizm gelirleri bu açığın kapanmasında önemli bir role sahip olacakken maalesef henüz olamıyor. Fakat burada ben ciddi bir potansiyel görüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu yöne ağırlık verilmesi gerektiğini daha önceki konuşmalarında da dile getirmişti. Festivaller olsun, kültürel faaliyetler olsun Türkiye’nin her bölgesinin uluslararası arenada etkinliğinin arttırılması gerek. Üretim yönünden baktığımızda ise süper teşvik paketi ile çözüm yoluna adım attık bile. 19 milyar liralık bir katkıdan bahsettik ülkece hatırlarsanız. Ama bu meselenin temelinde kur ve enflasyonu da göz ardı etmemek gerek. Sonuç olarak yine buraya varıyoruz.