Küresel borsa endekslerinde çöküş mü geliyor?

17.10.2016 16:47

Yaklaşık 2 ay önce küresel borsalarda güçlü momentum korunur ve rekor seviyelere yakın fiyatlamalar devam ederken, rallinin bitmiş olabileceği ve sert borsa düzeltmeleri görülebileceğine ilişkin öngörülerimizi paylaşmıştık:

16.08.2016 tarihli “ABD borsalarında ralli bitti mi?” yazımızdan:

“Rekor seviyelerinde seyreden ABD borsalarının halen güçlü momentumunu koruduğu görülmektedir, ancak yukarı yönlü hareketlerin boyutu artık bir anlamda piyasanın doymaya başladığının da göstergesi olarak değerlendirilebilir. Tabii aslında ana dayanak noktamız küresel risk iştahındaki değişimler, dolayısıyla şu anda halen görece yüksek seyretmekte olan risk iştahı borsalar üzerinde de olumlu etki yapıyor diyebiliriz. Ancak bu risk iştahının uzun süre bu şekilde yüksek kalacağına ilişkin bir beklentimiz yok.”

Aradan geçen sürede de birçok temel değişiklik meydana geldi. İlk unsur olarak; ABD’de Başkanlık seçimleri yaklaştı. Piyasalar Trump'ın seçilme ihtimalini sevmiyor ve Trump gelirse birçok şeyin değişeceğini, tam bir belirsizlik ortamoının hakim olacağını düşünüyor. Birçok öngörü yapılabilir, ancak seçimler sonrası finansal enstrümanların nasıl hareket edeceğini bilmeden önce seçimin sonucunun ne olacağının kestirilebilmesi gerekir. Piyasalar bu konularda son 2 yılda ciddi kredibilite kaybına uğradı.

ABD’de para politikasına yönelik de birçok öngörü yapılıyor ve aslında her yol da ABD ekonomisinin kısa dönemde bir faiz artışı serisine girilebilecek kadar iyi olmadığına çıkıyor. Düşürülen küresel büyüme tahminleri de açıkçası büyüyememe sendromunun devam ettiğini göstermekte.

İngiltere’ye ilişkin olarak Brexit süreci muhtemeln bir acı reçeteyi içerecek. Avrupa’da da bankacılık sisteminin SOS verdiği bir periyoda girildi. İspanya, İtalya, Portekiz gibi ülkelerin bankacılık sistemlerine ilişkin sorunlara ek olarak bu yıl büyük uluslararası Alman bankaları Deutsche Bank ve Commerzbank’ta yaşanan sorunlar da büyük bir endişe unsuru. Özellikle DB’ye ilişkin yapılan spekülasyonların ardı arkası kesilmedi ve bankanın ek sermayeye ihtiyaç duyabileceğine dair yorumlar yapıldı. Oluşan durumu ABD ve Avrupa arasındaki ekonomik savaş olarak niteleyen bir kesim bile var.

Biraz da teknik faktörlere bakalım:



Grafik 1: S&P 500 Cari ve 12 aylık beklenen F/K oranı (Kaynak: Bloomberg, KapitalFX Araştırma)

Görüldüğü üzre, cari ve 12 aylık beklenen F/K rasyosu S&P 500 tarafında küresel kriz sonrasında görülen en yüksek seviyelerdedir. Özellikle beklenen F/K oranının neredeyse teknik olarak “balon” diye nitelendirilebilecek seviyelere yakın olduğunu görmekteyiz.

Teknik indikatörler aşırı alım bölgesini işaret ediyor. En son aşırı alım noktasında bulunulan iki periyodda da sonrasında aşağı yönlü uzun bir trend geliyor. Bunlardan birincisi; 2000 – 2002 periyoduna denk geliyor. S&P’nin 2000 başlarında 1500 seviyesinde o zamanın tarihi zirvesini yaptığı görülüyor. Sonrasında ise endeks içine girdiği düşüş trendiyle 815 seviyesin kada gerileyerek toplamda %45 üzeri değer kaybetmiş.

Diğer düşüş malum döneme denk geliyor: 2008 küresel krizi... Yine endeks öncesinde tarihi zirve yapmış; bu sefer bir kademe yukarıda. Bu sefer düşüş trendi daha keskin tabii krizin etkisiyle. Dip yapılan nokta ise daha aşağıda; 797. Toplam değer kaybı yaklaşık %48.



Grafik 2: S&P 500 tarihsel grafiği (Kaynak: Bloomberg, KapitalFX Araştırma)

Endeks yine tarihi zirve yaptı ve teknik indikatörler yine aşırı alım bölgesine işaret ediyolar. Grafikte renkli işaretli bölge, endeksin son 2 tarihi zirve yaptığında oluşturduğu eski direnç noktası. Bu seviye artık destek oldu, ancak görüldüğü üzre son 2 – 3 yıldır aşırı alım seviyelerinde seyreden bir S&P 500 var. Taralı bölge, çeyreklik bazda aşırı alıma denk gelen bölge. RSI da bizi destekliyor. Balon denebilecek seviyelere geldik ve ilerleyen dönem sert bir düzeltmeyi beraberinde getirebilir. Bu durumda endeksin destek alacağı ve yeniden yükseliş trendi başlatacağı seviye de, 1500 olabilir. Yani hemen hemen %30’a varan bir düşüş gelebilir. Temel faktörler de zaten yeterince korku unsuru oluşturuyorlar, dolayısıyla bu hareket kademeli olarak değil, kısa dönem içinde hızlı bir geri çekilme olarak da gerçekleşebilir.

Bu durum başta Avrupa olmak üzere bütün küresel endeksleri etkileyeceği gibi; temel faktörlerin yaratacağı riskten kaçış eğilimi gelişmekte olan ülke finansal varlıklarında da oynaklığa neden olacaktır. Başta altın olmak üzere güvenli varlıklarda oluşabilecek değerlenme eğilimi beklentimizi de bu endişelere bağlıyoruz.

ENVER ERKAN
KAPİTAL FX ARAŞTIRMA UZMANI