Küreselden yerele...

04.12.2018 15:03

Yerel anlamda da küresel anlamda da pozitifliğin seyrettiği bir haftaya başladık. Cuma günü gündemi oldukça meşgul eden G-20 zirvesini geride bıraktık. O çok merak ettiğimiz ABD- Çin kararını bekledik. Zirvenin içerisinde diğer önemli olan Ukrayna meselesini, Suriye meselesini, Kaşıkçı konusunu bir kenara bırakıp olası durumda 2 trilyon dolar maliyetli ticaret savaşının gidişatı ne olacak merakla izledik. Ardından gerek TCMB’nin hamleleriyle gerekse yerel politikalarla mücadele ettiğimiz enflasyon verisini karşıladık. İki gelişmede de pozitifliğin seyrettiği bir haftaya başladık fakat kur tarafında aynı gelişmeyi yaşayamadık orası da ayrı bir durum tabii...

Enflasyon rakamı açıklanmadan önce 5,14 seviyelerinde olan kur teknik hareketlerle ve TCMB’nin Aralık toplantısında faiz indirimine gitme olasılığı düşüncesi ile kur tekrardan yükselişe geçti. Fakat burada da hareketin teknik sebeplerle olabileceğini ve zamana dayalı iniş gerçekleştirebileceğini de söylemeden geçmeyelim tabii.

Bu gelişmelerin yanında bir de 57 yıllık birlikteliğin sona erdiği Katar’ın OPEC’ten ayrılma kararıyla karşılaştık.

Haydi bakalım şimdi gelin meselelerin üzerinden geçelim! Özellikle elimizi taşın altına koyduğumuz, topyekun mücadele ettiğimiz enflasyonun...

İlk olarak G-20’den çıkan sonuca baktığımızda uzlaşmanın olduğu ve hakkaniyete dayalı bir ticaretin amaçlandığı zirve olarak karşımıza çıktı. E tabi daha öncesinde İran’a 6 ay süre tanıyan ABD bu kez de yine süre tanıdı ve 90 günlük zaman aralığı kondu taraflar arasında. 90 günlük bir program karşımıza çıktı. Bu süreçte taraflar ne varsa tartışacaklar, yapısal reform oluşturacaklar. Zaman zaman tartışılan DTÖ’nün reforme edilmesi kararı ise yine pozitiflik olarak yorumlanabilir. G-20’nin ise bu konuda anlaşması finansal gelişme açısından da ticaret cephesinden de oldukça önem arz ediyor. Özellikle baskı altındaki gelişmekte olan ülkelerin seyri açısından da iyi bir gelişme olduğunu söyleyebilirim.

Şimdi ise dönelim içeriye, enflasyonumuza... Ekim ayında beklediğimiz düşüşü Kasım ayında karşıladık. Enflasyonla mücadele programı kapsamında fiyat indirimleri, KDV-ÖTV indirimleri, kurdaki düşüş, TCMB’nin sıkı duruşu olumlu yansıdı. Enflasyon verisi bu kez 2017 Kasım’dan itibaren ilk kez düşüş gösterdi. Kasım ayında tüketici fiyat endeksi aylık yüzde 1,44 gerilerken üretici fiyat endeksi yüzde 2,53 düşüş yaşadı. Buradaki düşüşte en fazla katkıyı sağlayan da ulaştırma kalemi oldu. Özellikle benzin fiyatlarındaki geri çekilmenin, otomobil fiyatlarındaki düşüşün ve diğer fiyat indirimlerinin etkisini haliyle bu kalemde hissettik. Çok değil henüz iki yıl öncesine kadar tek hanelerde izlediğimiz enflasyonla bu kez ciddi mücadele ediyoruz. Özellikle sürdürülebilir büyümeyi sağlamak adına bu mücadele de temel hedef oluyor. Fakat bu aşamada aceleci de davranmaya başladık sanıyorum. Veriyi aldık, düşüşü yakaladık “ee, faizi düşürmeyelim mi?” diye konuşmalara başladık bile! Reel olarak enflasyonun düşüşünü beklemeden konuşuyoruz bunu bu kez. Fiyat kontrolleriyle de kontrol altında tutmamıza rağmen ÜFE ve TÜFE makası arasındaki açıklığı unutuyoruz. TCMB sıkı duruşunu devam ettirmeli efendim. En azından bunu bir kaç ay daha görmeliyiz. Reel olarak enflasyon düşüşü devam ettiği sürece bu duruş da korunmalı.

Son olarak ise tekrar küresele dönüp Katar’ın OPEC’ten ayrılış kararını yorumlayacak olursak kısaca şunu söyleyebilirim. Oldukça stratejik bir karar! Neden mi? Enerji tüketim payına baktığımız zaman 2020 yılından sonra doğalgazın payı birincil enerji tüketiminde kömürü geçerek petrolün ardından ikinci sıraya yerleşecek. Ortalama 46- 50 yıllık petrol ömrünü de düşündüğümüzde stratejik bir karar deyip bu meseleyi de böylece kapatabiliriz. Petrol fiyatlarına ise yansıması çok etki yaratmadı. Asıl etkiyi 6 Aralık üretim kısıntısı olasılığı ile yapılacak OPEC toplantısı oluşturuyor.