Mevcut faiz seviyeleri büyüme üzerinde belirsizlik yaratabilir

29.03.2018 12:34
Türkiye ekonomisi 2017 yılı 4.çeyrek dönemde %7.3 büyüme gösterdi. Beklentiler ortalama olarak %6.7 seviyesindeydi. Bu sonuçla birlikte Türkiye ekonomisi 2017 yılını %7.4 büyüme ile kapamış oldu. 2016 yılında %3.2 büyümüştük.
 
Ekonominin lokomotifi olan sanayi sektörü ve hizmetler sektörü sırasıyla 2017 yılında %9.2 ve %10.7 büyüme gösterdi. İnşaat sektörü yılı %8.9 büyüme kapatırken, gayrimenkul faaliyetlerindeki büyüme %2.6 seviyesinde oluştu.
 
Harcama bakımından ise tüketim harcamaları %6.1 büyüdü. 2016 yılında %3.7 seviyesindeydi.
 
Sabit sermaye oluşumunda %7.3 oranında bir yıllık büyüme görmekteyiz.
 
Çeyreklik bazda İnşaat ve gayrimenkul alanlarında ivme kaybı var
 
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında bir önceki 3.çeyreğe göre büyüme oranı ise %1.8 seviyesinde oluştu. En yüksek ağırlığa sahip sanayi sektöründeki büyüme hızı %0.8’den %3.6’ya yükselirken, hizmetler grubu ise %3.7’den %1.8’e gerilemiş. Ancak büyüme devam etmiş. İnşaat sektöründe ise önceki çeyreğe göre %3.6 daralma görülüyor. Aynı daralma gayrimenkul faaliyetlerinde de var. Sektör önceki çeyreklere göre 3.çeyrekte %1.3 daralmasının ardından son çeyrekte de %0.2 daralmış. Ancak yine de her iki sektör 2017 yılında büyüdü. Sadece ivme kaybı olduğunu söylemek gerekebilir.
 
Devlet harcamalarına bakıldığında 2017 yılında %5 büyüme görülüyor. Bir önceki çeyreğe göre bakıldığında ise %6.5 artış var. Son çeyrek dönemde devlet harcamalarında gaza basıldığı görülmekte.
 
İthalatın son çeyrekte %22.7 artması, ihracatın %9.3 artmış olması bu çeyreğe ait cari işlemler açığı verilerinde de görülmekte zaten. Bu taraf biraz sıkıntılı.
 
2018 yılında bu temponun gerçekleşmesi zor görünüyor
 
Sonuç olarak, Türkiye 2017 yılını diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerine göre etkileyici bir %7.4 büyüme rakamı ile üst sıralarda tamamladı. Bu büyümede devlet teşviklerinin büyük etkisi olduğu, KGF kredilerinin can suyu olduğu genel görüşler içerisinde bulunuyor. 2018 yılında aynı tempoda büyüme rakamı beklenmiyor. Diğer yandan mevcut yüksek faizlerle bu seviyede bir büyümeyi ilginç buluyoruz. Bu ekonominin kendi haline bırakılmadığını göstermekte. Ayrıca yüksek büyümenin yüksek cari açık yarattığını bir kez daha görmekteyiz. 2018 yılında da devlet destekleri zaman zaman devam edebilir. Süper teşviklerle birlikte sermaye oluşumu tarafında ivmelenme görmek mümkün. Ancak mevcut faiz seviyeleri, TL’deki değer kayıpları büyüme üzerinde belirsizlik yaratabilir. 
 
Verilerin piyasa üzerinde önemli bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz. Hem eski bir veri olması nedeni ile hem daha güncel verilerin sanayi üretimi, cari açık vb. gibi açıklanmış olması nedeni ile etki görmedik.