Petrol kaderine terk edildi

05.09.2016 15:41

Petrol fiyatlarında yılbaşından bu yana oynaklığın devam ettiği söylenebilir. Tabi trendde istikrarın sağlanamaması için birçok önemli neden sayılabilir. Listenin en başında küresel arz fazlası yer alırken ABD’de bulunan sondaj kulelerindeki artış, OPEC üyeleri arasındaki kutuplaşma ve arz fazlası sorununun giderilmesi adına somut adımların atılamaması gibi fiyatların istikrara kavuşamamasına neden olan birçok neden sayılabilir.

Yılbaşından bu yana volatilitenin yüksek olduğu petrolde değer kazancının yüzde 16 seviyelerinde bulunduğunu görüyoruz. Her ne kadar yıl içerisinde görülen değer kazançları petrol fiyatlarının toparlandığına işaret etse de son 2 yıllık dönemde petrol fiyatlarındaki kaybın % 56 seviyesinde olduğunu hatırlatalım. Ayrıca, yılbaşından Mayıs ayına kadar geçen sürede ABD sondaj kule sayıları düşüş eğilimi gösterirken söz konusu ay itibari ile kuyu sayılarındaki artış arz fazlası sorununu tetiklemiş ve petrol fiyatlarını aşağı yönlü baskılamıştır. ABD Enerji Bilgi İdaresi’nin (EIA), ABD'nin kaya petrolü üretiminin 2015'te günlük ortalama 4,89 milyon varilden, 2040'da 7,08 milyon varile yükselerek yüzde 45 artış göstermesini tahmin ettiklerini de hatırlatmakta fayda var.

Petrolde arz-talep tarafını incelediğimizde, dünyanın en büyük petrol tüketicisi konumunda olan Çin’in bazı ülkelerden olan petrol talebinde azalma görülse de yılın ilk yarısında yaşanan olumsuz ekonomik koşullara rağmen ithal edilen ham petrol miktarı önceki yılın ilk yarısında göre 23 milyon ton artarak 186.5 milyon tona ulaştı. Önemli petrol üreticisi olan Suudi Arabistan’ın ise petrol üretimi rekor seviyelerde yer alırken, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları kaldırması sonrası, İran’ın petrol üretimi günlük neredeyse 1 milyon varil artış gösterdi. İran’ın yaptırımlar öncesi seviyesi olan günlük 4 milyon varile geri dönmek istediğini de belirtelim. Şu an ise İran, günlük 3 milyon varile yakın üretim gerçekleştiriyor. ABD’nin üretimi azalması sonrası küresel arz fazlalığı bir miktar düşüş göstermesi sonrası petrol fiyatlarında yükselişlerin hızlandığını gördük. Aynı zamanda stokların zirveye ulaşması sonrası bir miktar geri çekilmesi fiyatlar üzerinde etkili oldu. Ancak yılbaşından bugüne genel olarak fiyatlarda toparlanma eğilimi olsa da kalıcı bir trend oluşabilmesi için arz fazlası sorununa yönelik çözüm adımlarının atılması gerektiğini belirtelim. Ne var ki, Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) ve OPEC dışı ülkeler tarafında bu sorunun çözümüne yaklaşılmadığını görmekteyiz. Her en kadar önemli üretici ülkelerden petrol piyasasında dengenin kurulmasına yönelik mesajlar verilse de Pazar payından vazgeçmek istenmemesi somut adımların atılmasına engel oluşturmaktadır.



İstikrarı sağlamak üzere hiçbir müdahalenin yapılmadığı petrol tarafında Eylül ayında yapılacak gayri resmi OPEC toplantısı ön planda olacak. Düşük petrol fiyatlarından önemli ölçüde zarar gören Nijerya, Libya ve Venezüella gibi üretici ülkeler arzın dondurulması ya da petrol fiyatlarına müdahale edilmesi anlamında talepte bulunsalar da bu toplantıda da talebin karşılanacağına dair bir umut bulunmuyor. Piyasa fiyatlamalarına baktığımızda, Eylül’de gerçekleştirilecek bu toplantıda arz fazlası sorunun çözüleceğine dair bir adım atılacağı beklentisinin olmadığını söyleyebiliriz. Teknik olarak incelediğimizde ana trendin aşağı yönlü olduğunu görüyoruz. Kısa vadeli yükseliş trendi üzerinde kalmaya devam etse de arz fazlası sorunu fiyatları baskılamaya devam ediyor. Kısa vadeli trend desteği olan 41.30 seviyesinin aşağı yönlü geçilmesi petrolde satış baskısının artmasına neden olabilir. Bu seviyenin kırılmasıyla 37.94-35.20 destek bölgesi gündeme gelebilir. 46.40 seviyesi üzerinde kalıcı yükselişler görülmediği takdirde petrolde kalıcı yükselişler beklenmemelidir.



AYSUN GÖKSU
DESTEL MENKUL DEĞERLER ANALİSTİ