Tamam mı ? Devam mı ?

22.03.2016 14:55

Yurtdışı Merkez Bankalarının kararlarından, yurtiçine doğru hızlı bir geçiş yapıyoruz.

Merkez Bankası’nın faiz kararına sadece iki gün kaldı.

Piyasalarda kafalarda dolanan soru ise, Erdem Başçı son toplantısında pimi çekecek mi ?

24 Şubat 2015 günü yüzde 7.75 olan politika faizini yüzde 7.50 seviyesine çeken TCMB’nin, diğer yandan faiz koridorunun alt ve üst bandında da iskontoya gittiğini görmüştük. O tarihten beri de sağlam bir adım göremedik.

Bekle-gör politikasına devam eden , aldığı veya almadığı her kararla eleştirilere maruz kalan Başçı’nın son sınavı aslında sanılan kadar da zor geçmeyebilir.

2011 yılından 2016 yılına kadar ki 5 yıllık süreçte, oldukça sert eleştirilere maruz kalan ve faiz tartışmalarının gölgesinde dik duruşunu devam ettirmeye çalışan bir Başkan’ın veda mı edeceği, yoksa yeniden adaylıkla birlikte bir istikar ortamına zemin sağlayıp sağlamayacağı bu toplantıda faizlerden daha önemli bir karar olarak karşımıza çıkacaktır.

FAİZ İNDİRİMİ GELİR Mİ ?

Bu konudaki görüşü ortaya koymadan önce bir terazi yapalım. Terazinin iki kesesine olumlu ve olumsuz tarafları koyalım.

Olumlu tarafa, Draghi’den gelen ek teşvik, FED’den gelen müjdeli haber, uzunca bir süredir gündemde olan cari açıktaki iyileşme ve petrolün hala baskı altında kalan fiyatları, sanayi üretimindeki sürpriz artış ve son açıklanan enflasyondaki hafif gerileme söylenebilir. Ek olarak türk varlıklarının güçlü performansı da olumlu bir ayrıntı.

Faiz indirimi gelişmelerini gündeme getiren asıl konuların temeli bu olumlu maddelere dayanıyor.

Tabi sesin daha da gürleşmesini sağlayan asıl neden ise, 9.1 olan ağırlık ortalama fonlama maliyetinin 8.9’a gelmesi.

Bir de terazinin diğer tarafına bakalım.

Çekirdek enflasyonun aslında, manşet enflasyonun üzerinde artışa devam etmesi, gıda fiyatları ve kurun hala yüksek seviyelerde oluşu, asgari ücretteki artışın enflasyona daha tam olarak yansımaması, FED ve ECB ile gelen pozitif havanın iki olumlu datayla değişebilen çıtkırıldım tablosu, yurtiçinde ve yurtdışında yaşanan terör olayları ve bitmek bilmeyen sıkıntılı süreç, işsizlğinin yüzde 10.8 ile çift hanelerde devam edişi, AB-Türkiye arasında yaşanan mülteci sorunu üzerine oluşan belirsizlik, anayasanın değişimi ve gelebilecek başkanlık tartışmaları ve ana parti ile muhalefet arasında yaşanabilecek siyasi kargaşa, ihracat rakamlarında yaşanan düşüş, küresel dış talebin zayıf oluşu, Rusya ile yaşanan krizin devamlılığı, Suriye krizi ve yazının ana konusu olan Merkez Bankası başkanı kim olacak tartışmaları ve bağımsızlığına dair sorgulamalar...

Teraziyi ortaya koyduk ve tartık. Muhtemelen olumsuz taraf daha ağır basacaktır ki cümlelerin uzunluğu ortada.

Ancak öncelik sırasına göre baktığımızda dış gelişmelerden alınan desteğin bu olumsuz koşullardan daha önce fiyatlandığını görüyoruz. Yani dış gelişmelerin etkisi ve uzunca bir süredir üzerimizde baskı yaratan FED sürecinin, tabloyu hafiflemesi oldukça normal. Eğer bu süreç gelişmekte olan ülkelere bugüne kadar bu kadar baskı yaratmışsa, sürecin hafiflemesi de o denli rahatlık yaratacaktır.

Ancak durum o kadar da toz pembe değil. Karar sonrası oluşan gelişen ülke para birimlerinin performansına baktığımızda yani muadil para birimlerinin durumuna göre TL, oldukça geride kaldı. Öne çıkanlar ise, Güney afrika randı ve Rus rublesi. Ayrıca FED ben faiz artırmıcam demedi. Planlarım arasında iki faiz artırımı var dedi. Yani süreç bitmedi. FED bu yıl faiz artırmasa bile, ensemizde hissedeceğimiz korku devam ediyor.

Erdem Başçı’nın da görevi bırakması halinde son toplantısında bu teraziyi önüne koyacağını düşünüyoruz.

Risklerin kapıda beklediği ve istenilen ölçüde iyileşme sağlanabilen verilerin olmadığı bir ortamda faiz indirimi gibi bir ortamın oldukça iyimser bir yaklaşım olabileceğini söyleyebiliriz.

Şunu da düşünebiliriz. Borsa iyileşti. Kur geriledi. FED duruldu, ECB coştu. Daha ne olacak ?

Yaşanan etkilerin borsa kanadında güçlü, kur tarafında ölçülü olduğunu, faiz indiriminin bu denli risklerin olduğu bir ortamda, kırılganlıkların kapısını açabilecek bir anahtar olabileceğini söyleyebiliriz.

Doğrı. Olası bir gecelik borç verme faizi olan üst bantta yapabileceği bir indirimin ise, çok abartılı bir karar olacağını söyleyemeyiz. Böyle bir karar olursa, üst bandı, FED’e karşı manevra alanı yaratmak adına indirdi’’ yorumunu yapabiliriz.

Bu toplantı sonunda yeniden, ‘’enflasyonda iyileşme sağlanana dek, sıkı para politasındaki duruşa devam edeceğiz’’ kararı çıkarsa şaşırmamak gerekir.

Gökhan Özkan

IşıkFX Araştırma Uzmanı