Mayıs ayında bizi neler bekliyor?

02.05.2019 16:08
Mayıs ayına oldukça hızlı girdik. Önceki aylardan miras kalan risk unsurlarını mayıs ayında da izlemeye devam edeceğiz. Ancak özellikle 3 Mayıs Cuma günü Türkiye açısından önemli gelişmelerin yaşanacağı bir gün olacak. 3 Mayıs’ta nisan ayına ilişkin TÜFE rakamı ile ABD’de tarım dışı istihdam rakamları açıklanacak. Bununla birlikte aynı gün Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye not ve görünüm değerlendirmesi yapılması bekleniyor. Geçmişten alışık olduğumuz gibi Fitch herhangi bir değerlendirme yapmayıp, bu ayı pas geçebilir.

Tüm bunlarla birlikte 6 Mayıs pazartesi günü Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul seçimine yönelik kararını açıklaması bekleniyor. Anlayacağınız bütün bir aya yetecek yoğun ve önemli gelişmelerin olduğu bir gün geçireceğiz.

Yüksek Seçim Kurulu, Cumhur ittifakının İstanbul seçim sonuçlarına yaptığı olağanüstü itirazlarla ilgili son kararını bu hafta içinde vermesi bekleniyor. Haber kaynaklarına göre son karar tarihi 6 Mayıs Pazartesi günü. Türk Lirası ve Türk varlıklarının güçlenmesi açısından YSK kararının önemli konulardan biri olduğunu düşünüyoruz. Net bir kararın verilmesi ve bu kararın da yeni bir belirsizliği oluşturacak yönde olmaması özellikle Türk Lirası tarafında olumlu algılanabilir. Buna karşın, seçim belirsizliğin sürmesine yönelik gelişmeler, kur üzerindeki hassasiyetin sürmesine yol açacaktır.

Türk Lirası ve varlıkları üzerindeki hassasiyet sadece YSK kararı ile sınırlı değil. Hatırlanacağı üzere geçen sene Ağustos ayında yaşanan kur atağı büyük ölçüde ABD ile ilişkilerimizin bozulmasından doğan risklerden kaynaklanıyordu. ABD ile Türkiye arasında siyasi otoriteler arasında geçen S-400 anlaşmazlığı daha sonuçlanmış değil. Son gelişmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında geçen telefon görüşmesinde bu konuyu da kapsayan bir çalışma grubu kurulmasının önerildiği duyuruldu. Fakat görüşmeye ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada bu tekliften söz edilmemesi belirsizliğin sürmesini destekliyor. Daha önce farklı konularda ABD ile aramızda yapılan çalışma gruplarında da net bir sonuç alınamamıştı. Bu noktada piyasanın ABD ile ilişkilerimize zarar vermeyeceğini kanıtlayacak daha somut aksiyonlara ihtiyacımız var. Mayıs ayında da ABD cephesinden ve Ankara’dan yapılacak açıklamalara karşı duyarlı olamaya devam edeceğiz.

Söz konusu belirsizliklerin gündemden kalkması veya bir belirsizlik başlığının kapanması, ülkemiz risk priminde düşüş yaratacaktır. Bu da Türk Lirası üzerindeki baskıları azaltır. Türkiye’nin 5 yıllık risk primini gösteren CDS rakamı 450 seviyesinde ve bu rakam GOP’lar içerisinde Arjantin’den sonra Türkiye’yi ikinci en yüksek riskli ülke konumunda tutuyor. Bu da bizi olduğundan daha da kırılgan ve hassas yapıyor. Risklerin ortadan kalması ya da zayıflaması, DolarTL üzerindeki baskıları azaltacaktır. Bu da yumuşak karnımız olan enflasyondaki katılaşmayı azaltacak, enflasyon beklentilerinde yumuşama sağlayacak ve bunun bir sonucu olarak da tahvil faizlerinde gevşemeyi getirecektir.

Yurt dışında ise ABD ve Çin’den gelen verilerin global resesyon endişesi yaratıp yaratmayacağı algısını izlemeye devam edeceğiz. Özellikle yurt dışı endeksleri, verilerin gösterdiği rotasyon eşliğinde anlık fiyatlamaya hazır olabilirler. ABD – Çin ve hatta ABD – AB arasındaki ticaret görüşmeleri de global büyüme endişeleri açısından yol gösterici olmaya devam edecektir.

Bununla birlikte 23 – 26 Mayıs’ta gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimleri büyük ses getirecek gibi duruyor. Birleşik Krallık’ın AB’den çıkma kararının belirsizliğinde Mayıs’ta yapılacak bu seçimler birliğin geleceği için hiç olmadığı kadar önemli.