Dersimiz: Borsa

02.06.2016 13:51

Kötü başladık tamam kabul! Evet seneye kötü başladık.. Gerek jeopolitik gerek siyasi gerekse de ekonomik riskler sadece bizi değil tüm dünyanın gerilmesine, borsaların amansız düşmesine neden oldu! Yalnız yazın ilk günleri gelmişken resim ufak ufak değişmeye başlıyor! İçerde hali hazırda bekleyen önemli belirsizlikler devam etse de en azından kabine sorunu çözüldü ama dışarıda Brexit yani Britanya’nın AB’den olası çıkışı ve sonbarda Birleşik Devletleri bekleyen başkanlık seçimleri önemli viraj noktaları olacak. Bu iki durumu devre dışı bıraktığımızda ise kısa vadeli gözler FED’de! Amerika Merkez Bankası, Aralık ayında yaktığı faiz artışı ateşini bu yaz daha da alevlendirecek mi? Bunun cevabı başkan Yellen’da olacak. Normal koşullarda yeni kıtadan gelecek faiz artışı bizim gibi gelişmekte olan ekonomilerin hoşuna gitmeyen bir durumdur. Her ne kadar 2004 - 2006  yılları arasındaki gibi mekanik bir faiz artırımı sürecinde olmasak ta klasik iktisat bakışıyla süreç bize pek yaramıyor. Üstelik merkez bankamızında faiz indirim sürecinde olması kur üstünde ciddi bir baskı yaratmaya müsait. Kurdaki yükseliş normalde borsayı rahatsız etse de büyük resme baktığımızda dolar ve borsa arasında pekte öyle sevimsiz diyebileceğimiz bir ilişki olmamış yıllar itibariyle! Kabaca dövizin bir birimlik yükselişinde borsadan iki birimlik cevap gelmiş.

Son yirmi yılı hatta son otuz yılı amansız bir yükseliş ile geçiren kur&borsa ikilisinden borsa, son üç yıl içinde daha durağan bir görüntü çizmiştir. Bunu aşağıdaki grafiğimizde oldukça net bir şekilde görebilirsiniz. 20 yıllık bir periyodu gösteren grafikte son üç yılda sürekli olarak kendini tekrarlayan bir fiyatlamayla karşı karşıyayız. Yani endeks son üç yıldır yeni bir zirveye yelken açamadı. Yalnız büyük bir düşüşte yaşamadı! Bu durum grafiğimizin açık renkli bölümünde net bir şekilde okunabiliyor. 



Yani ortalamada yatırımcısına kaybettirdiğini söylersek acımasız bir yorum yapmış oluruz. Bakınız ortalamada diyorum! Burada altını çizmemiz gereken bir nokta var ki, borsa her ne kadar üç yıldır büyük bir trend oluşturamıyor olsa da, alt endekslerinden sanayi endeksi 2013 zirvesinin üstünde %20’lik bir performans ile yatırımcısının yüzünü güldürmeyi başardı. Hmm bakın bence bu önemli! Bankacılık endeksi ise yatırımcısını aynı şekilde mutlu etmeyi başaramadı! 2013 zirvesinin %30 altında bir performansla ilerliyor. Yani gösterge endeks, artı sanayi eksi banka endeksiyle yatay bir trendde ilerlemekte. Son altı yılı ortalamada 9-10 arasında geçiren gösterge faiz ve bir nevi sürekli devalüe olan TL ile yatay ilerleyen borsa fırtına öncesi sessizliği akıllara getiriyor!

Otuz yıldır kabaca 14 defa yeni zirve yaşayan yani ciddi bir uptrend içerisinde olan borsada fırtınanın yukarı yönlü devam edecek olmasını beklemek ilmi bir durumdur!(Teknik açıdan) Her ne kadar soru işaretleriyle dolu zor ve farklı bir dönemden geçiyor olsakta çoğu dönemde borsanın böylesi sorunları fiyat dışı bıraktığını unutmayalım! 2013’te borsa tarihi zirvesini yaşarken Avrupa adeta yangın yeri, içerisi ise notu kırık bir öğrenci gibiydi. Kredi notumuzun yatırım yapılabilir seviyeye ulaşmasıyla birlikte kimsenin beklemediği bir anda bahar geldi güneş açtı! İçinde bulunduğumuz halet-i ruhiyenin matematiği görmemizi engellememesi gerekmektedir. Engelliyorsa da borsadan uzak durmalı! Belki de gerçekten makinelere teslim etme zamanı gelmiştir!

Ekonometriye başladığım sene üniversitede ki bir hocam, pardon öğretmenim bana; ‘’Ekonometriyi’’ borsada değil analizlerimde kullanmam gerektiğini söylemişti! O yıllar ne demek istediğini anlamamıştım! Şimdi anlıyorum!

Umarım sizde benim siyasetten çokkkk uzak, nacizane sadece tecrübe ile sabit anlatmak istediklerimi anlamışsınızdır!
Borsa şansınızın yanınızda olduğu sağlıklı günler dilerim.

Ergün TEKGÜL/ Ata Finans Grubu VİOP Müdürü
etekgul@atayatirim.com.tr
twitter:@erguntekgul