FED neden korkuyor?

07.04.2016 17:28
Merkez Bankalarının toplantı tutanakları bize faiz kararları alınırken neler yaşandığına dair ipuçları verir. Bu tutanakları takip eden yatırımcılar gelecek döneme ilişkin kurul üyelerinin duruşu hakkında bilgi sahibi olur ve karar verebilirler. Dolayısı ile tutanaklar en az makroekonomik veriler kadar önemli.
Bugün gündemde iki önemi merkez bankasının tutanakları vardı.

İlki, dün yayımlanan ABD Merkez Bankası’nın 16 Mart’ta sonuçlanan faiz toplantısının tutanakları oldu. Sadece bir FED üyesinin faiz artırımı lehine oy kullandığı Mart toplantısında, üyelerin büyük bölümünün aşağı yönlü risklerden endişeli olduğu ortaya çıktı. 

Bu endişenin kaynağı da küresel yavaşlama. Dünyada büyük bir kriz patlak vermezse FED istihdam ve enflasyonda hedeflerine ulaşabileceğini düşünüyor. Bu süre zarfında da dünya piyasalarındaki beklentileri yönetmesi gerekiyor. Çünkü Dolar’ın faiz artırım sürecinde hızlı bir şekilde güçlenmesi ne ABD’nin ne de dünyanın geri kalanının işine gelir. FED Başkanı ile yöneticilerinin dönem dönem ayrışan açıklamalarının para birimini belli bir dengede tutma amacı taşıdığını düşünüyorum. Özellikle de Avrupa Merkez Bankası’nın negatif faiz uygulamasını derinleştirdiği, varlık alım programını büyüttüğü ve Euro’nun zayıflaması için çok fazla sebebin olduğu bir dönemde FED’in en büyük endişelerinden biri Dolar’da aşırı bir değer kazancı olması. Dolayısı ile FED her ne kadar veri odaklı bir para politikası yürüttüğünü söylese de FED kararlarına yakın dönemlerde Dolar endeksinin hangi seviyede olduğuna da göz atmakta fayda var. Son durumda vadeli piyasalarda oluşan görünüm Nisan ayında bir artırım beklentisinin sıfıra yakın olduğunu, Haziran ayında faiz artırımı bekleyenlerin de azaldığını gösteriyor.

Gelelim diğer tutanaklara… Avrupa Merkez Bankası Mart toplantısında hem faiz indirmiş, hem de zaten açık olan para musluklarını biraz daha açmıştı. Negatif faiz uygulamalarının ekonomileri canlandırma konusunda ne kadar yeterli olacağı konusunda soru işaretleri olduğu bir dönemde ECB’den faiz indirimlerinin sürebileceği mesajı geldi. Avrupa Merkez Bankası’nın, negatif faiz uygulamasının bankalara zarar vermediğini söylemesi de bu mesajı destekliyor. Yani Avrupa’da da para politikaları bir süre daha Euro üzerinde baskı yaratacak gibi gözüküyor.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’de de faiz indirim sürecini destekliyor. Merkez Bankası yeni başkanını beklerken faiz indirimi konusunda ekonomi yönetimi ve siyasetçilerden gelen açıklamalar enflasyonun düştüğü bir ortamda indirimlerin biraz daha yüksek oranlarda olabileceğine işaret ediyor. Bu nedenle 20 Nisan’daki PPK toplantısına kadar TL üzerinde baskı hissedilebilir.

İNCİ ÖZBEK
DESTEK MENKUL DEĞERLER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI