Gelişen ülke ekonomilerinin problemleri ne?

20.01.2016 17:45

Geçtiğimiz yıl gelişmekte olan ülkeler açısından iyi geçmedi. 2016 yılının başından itibaren Çin’in hisse senedi piyasalarına müdahalesi ve Yuan’ın referans kurunu aşağıya çekmesi, küresel piyasalarda satış dalgası yaşanmasına neden oldu. Ayrıca, Çin ekonomisinde açıklanan verilerin beklentileri karşılayamaması ve petrol fiyatlarında yaşanan kayıplar nedeniyle gelişmekte olan ülke piyasalarında sert satışlar meydana geldi. Birçok gelişmekte olan ülkenin emtia ihraç eden konumda olması dolayısıyla bu ülkelerin para birimlerindeki zayıflama ülke kurlarında baskılamayı şiddetlendiriyor. Ayrıca, Petrol fiyatlarında devam eden zayıflamanın etkisi ile Asya enerji hisseleri 2008 küresel krizden bu yana en düşük seviyelere geriledi.

Gelişmekte olan piyasaların hisseleri Mayıs 2009 yılından bu yana en düşük seviyelere gelirken, 20 gelişen ülke para biriminden oluşan endeks rekor düşük seviyelere geldi. Emtia fiyatlarındaki zayıflama ve 1990 yılından beri en zayıf büyümeyi gerçekleştiren Çin ekonomisine yönelik kaygılar gelişmekte olan ülkelerden çıkışların artmasına neden oldu. 2016 yılından bu yana en büyük gelişmekte olan 31 ülke piyasasında toplam 2 trilyon dolar kayıp yaşandı.

Çin, ekonomisinde yaşanan problemlere çare bulmak amacıyla gerçekleştirdiği önlemlerin etkisiyle, başta Yuan olmak üzere diğer gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde değer kayıplarının yaşanmasına neden oldu. Çin’de yaşanan ekonomik yavaşlama ve petrol fiyatlarının 12 yılın en düşük seviyesine inmesi gelişmekte olan para birimleri üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Yaşanan bu olumsuz gelişmelerin etkisiyle TL, Ruble, Malezya ringiti, İsrail şekeli ve Güney Afrika randındaki kayıplar dikkat çekici boyutlara ulaştı.

Malezya’da 90 yılların başında uygulanan sermaye hareketleri kontrollerine yönelik kaygılar Malezya Ringiti’nin sert değer kaybetmesine neden oldu. Ruble, Rusya’nın en büyük ihracat kalemi olan petrol fiyatlarındaki düşüş ile son yıllardaki en sert kayıplarını yaşıyor. Rus ekonomisinin zarar görmesinde, Suudi Arabistan öncülüğündeki üreticilere bağlı olan petrol fiyatlarına olan bağımlılığının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Rus ekonomisinde petrol ve doğalgaz gelirlerinin bütçenin yarısını kapsadığından dolayı, petrol fiyatlarının 28 dolar seviyelerinde bulunması ülke ekonomisi için risk yaratıyor. Petrol fiyatlarında yeniden toparlanma olmadan Rus ekonomisinin yaşadığı bu kötü durumdan çıkması zor gözüküyor.

Petrol fiyatlarında yaşanan zayıflamanın küresel büyümeye ilişkin kaygıları artırmasının ardından emtia hisselerindeki öncülüğünde Asya hisselerinde sert değer kayıpları yaşandı. Ayrıca, Hong Kong Doları sekiz yılın en düşük seviyesine inmesiyle birlikte Asya hisselerinin zayıflamasına öncülük etti. Uluslararası Para Fonu (IMF) emtia üreticisi ülkelerde görülen zayıflama ve FED’in faiz oranını kademeli artırmasının beklentileri ile küresel büyüme talebini aşağı yönlü revize etti. Yaşanan bu gelişmelerin etkisiyle, güvenli liman talebinin artmasıyla Yen ve ABD hazine tahvilleri değer kazandı.

Bu yılki satışların temel olarak petrolde yaşanan arz talep dengesizliğinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Petrol fiyatlarındaki düşüş dizginlenene kadar gelişmekte olan hisse senedi piyasalarında kötü görünümlerinin devam etme olasılığı yüksektir. Piyasalardaki tedirginliğin önemli kaynağı olarak zayıf petrol fiyatları ve kötü giden Çin ekonomisi olduğu herkes tarafından biliniyor. Son olarak İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması ve buna bağlı olarak ülkenin üretimi artırması sebebiyle petrol fiyatlarında ileriki dönemde satışların derinleşme olasılığı bulunuyor. Yaşanan bu gelişme etkisinde arz fazlasının devam etme olasılığının yüksek olduğunu görebiliyoruz. Bilindiği gibi İran petrol bakanlığı yaptırımların kaldırılmasının ardından, günlük 500 bin varil artış talimatı vermişti.

Çin, ekonomisinde yaşanan problemlere çare bulmak amacıyla gerçekleştirdiği önlemlerin etkisiyle, başta Yuan olmak üzere diğer gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde değer kayıpları yaşanmasına neden oldu. Gelişmekte olan ülkelerdeki baskılanma TL’yi de olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. 3.0370 seviyelerinden güne başlayan USDTRY paritesi, Çin ekonomisinde yaşana tedirginlik ve zayıflayan petrol fiyatlarının etkisi ile alımların ivme kazandığını görebiliyoruz. Gün içinde USDTRY paritesi yukarı yönlü potansiyel yakalayarak 3.0600 direncini çalıştırdı. Yukarı yönlü hareketin devamında 3.0750 ve 3.0900 dirençleri hedeflenebilir. Bu seviyelerin üzerinde kalınması halinde 3.1050 direnci hedeflenebilir. 3.0450 seviyesinin altında kalınması durumunda 3.0350 desteği takip edilmelidir. Satışların derinleşmesi durumunda ise 3.0230 desteğine kadar geri çekilme beklenebilir.

Berkay ÖREN /http://www.venbeyyatirim.com/
Venbey Yatırım Araştırma Uzmanı