Fed haklı olarak enflasyonu akışına bıraktı

18.12.2015 10:22
Amerikan Merkez Bankası FED’in son faiz artırımının ardından 10 yıl, son faiz artırım serisine başlamasının ardından da 12 yıl geçti. Bu 12 yıllık sürede FED’de 3 başkan değişirken politika da 3 kez yön değiştirmek zorunda kaldı.

Yellen’dan önce, Alan Greenspan’dan koltuğu alan Ben Bernanke 2004 yılında başlayan hızlı faiz artırım hamlelerini ancak 5 ay devam ettirebilmişti. Ancak dümeni aldığında faizler zaten %4.5 seviyesindeydi. %4.5 seviyesi 450 baz puana eşit ve Bernanke kontrolündeki FED 2006 yılının ortasında bu seviyeyi 75 bBaz puan daha artırarak, %5.25 seviyesine çıkarmıştı. Hani diyoruz ya, FED dün faizleri 25 baz puan artırdı diye işte, o zaman faizler şu an ki oranın +%5 daha fazlasına eşitti.

2006 yılından sonra ise; işler ters gitti. Krizle birlikte ABD ekonomisi zorlu bir süreç geçirirken, yine Bernanke’nin, başında olduğu kurul, 2008 krizinin verdiği zararları telafi için musluğu sonuna kadar açtı. Faizleri düşürdü para bastı.

Yedi yıllık bir toparlanma evresi geçirdi. Bu süreçte faizi sabit tuttu, ancak musluğu kapattı. Gerçekten de uygulanan para politikası, ABD’de iyi bir toparlanma sağladı. 2015 yılında işsizlik 2008 krizi öncesi seviyelere geri döndü. Büyümede eski performansa dönüldü. Ama enflasyonda bir iyileşme görülemedi. Evet enflasyonda toparlanma görülemedi ancak, ABD faizleri düşük tutmaya devam etseydi görülebilecek miydi?

ABD’nin enflasyonun da kriz sonrası en sert aşağı yönlü hareket 2014 yılının Ekim ayında başladı. Tesadüf değil, bu aynı zamanda pPetrol fiyatlarının sürekli olarak düşmeye başladığı 2014 yılının Haziran ayından 4 ay sonrasına denk geliyor.

Aslında ABD pPetrol üretiminde tepede yer alan bir ülke ancak talep fazlası var. Yani neredeyse ürettiğinin iki katını tüketiyor. Üretimi hem talebini karşılamıyor, hem de Dünya petrol fiyatlarına etki edebilecek bir düzeyde değil.

Yani Petrol üreticisi değil ancak petrol ihracatçısı ülkeler arasındaki pazar savaşları devam ettiği sürece, ABD’nin petrol fiyatlarına ve enflasyona müdahale etmesi çok da mümkün değil. Diğer Petrol üreticisi ülkelerdeki ekonomik sorunlar devam ettiği sürece, bu durumla savaşmakta ancak küçük adımlar atabilir.

Baktığımızda da en büyük pPetrol ülkelerinden biri Suudi Arabistan, yıllar sonra ilk kez tahvil ihraç etmek zorunda kaldı. Rusya hem ekonomik krizde, hem de bir toparlama sinyali vermiyor. İran yıllardır yararlanamadığı pazara geri dönmek istiyor. Ortadoğu ülkelerinin bir çoğunun tek geliri zaten pPetrol. Petrol satamadıkları sürece, birçok pPetrol üreticisi ülkenin ayakta durması mümkün değil. Yani bu ülkelerin bir süre daha düşüncesi, ‘hiç gelirim olmayacağına daha düşük gelire razı olayım’ olacaktır. Bu durum da ABD’de enflasyonun artışını baya uzunca bir süre daha geciktirebilir.
Sonuç olarak bizim için Dolar ne ise; ABD için de enflasyon o’dur. Bugün TCMB’nin bir faiz artırımı TL’nin güçlenmesini ve Dolar’ın ateşinin sönmesini sağlayabilir ancak, Dolar tarafındaki gelişmeler esas olarak FED’in alacağı kararlara bağlı olacaktır.

Aynı şekilde FED’de faizleri düşük tutmaya devam etse, enflasyonda bir iyileşme görüleceğinin garantisi yok. Ancak bol Dolar ve gevşek politikanın devamı, bir balon oluşumuna neden olabilir. FED de bir adım attı ve enflasyondaki toparlanmayı akışına bıraktı. Bu, yYavaş ama uzun vadeli bir toparlanma olacağa benziyor.

Sorun nasıl çözülür? Şu an pek de çözüleceğe benzemiyor. Ya Dünya ekonomileri toparlanıp petrol talebi arzla eşitlenecek. Ya da OPEC içi, OPEC dışı petrol arzcıları birleşip fiyatı yükseltecek. İlk öneri her ne kadar çözümü daha kolay sağlayacak olsa da, şu an pek mümkün görünmüyor. İkinci önerisi ise; gerçekleşse bile talep güçlenmedikçe kesin sonuç vermeyebilir.

Burçak Gezgin / www.alanyatirim.com/  
Alan Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı